Konu: Gizzik duran
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-12-2011, 01:49 AM   #9
hutame
Tecrübeli Üye
 
hutame - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 624
Tecrübe Puanı: 449016
hutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond reputehutame has a reputation beyond repute
Standart

Kozan İşgal Kuvvetleri Komutanı, Haçında bulunan Ermenilere yardım için silah, cephane ve para göndermek üzere, başlarında bir Fransız subayı bulunan otuz-kırk kişilik bir askerî birliği yola çıkarmıştır. O tarihlerde Feke Kazası Belediye başkanı olan Cezmi Bey, bu silahların Haçine ulaşması durumunda tehlikeli olacağını düşünerek, on beş kadar adamıyla dağda bulunan Gizik Durana haber vermiştir. Gizik Duran arkadaşlarıyla durumu görüşür ve Bozat Gediği denen yerde pusu kurar. Bir müddet sonra Teğmen Misakında bulunduğu Ermeni Kamavorlar korumasındaki silah ve cephane yüklü kafile gelmiştir. Gizik Duran arkadaşlarına; Ben ateş etmeden hiç biriniz ateş etmeyin, emrini verir. Ermeni kâfilesi menzile girdikten sonra ateş açılır ve düşman birlikleri tamamen imha edilmiştir. Silah, mühimmat ve altın paralar ele geçirilmiştir. Alınan silahlar millî kuvvetlere dağıtılmıştır . Bu olayda Gizik Duranın eşi Şerife hanıma tecavüz eden, Ermeni Teğmen Misakta öldürülmüştü. Gizik Duran namusunu kirleten Ermeni subayı da böylece cezalandırmıştır .
Bu olay Kozanda hemen duyulmuştu. Fransız kuvvetleri bölgede geniş çaplı bir arama ve denetim faaliyetine girmişlerdi. Feke ve Saimbeyli taraflarının kendisi için tehlikeli olacağını düşünen Gizik Duran, derhal Pungu (Kılıçkaya) köyüne geri dönmüştür. Bu arada Fekeli Cezmi, Kozandaki Türk jandarma komutanı Ali Saipi (Supi) Millî Mücadele tarafına katılmaya razı etmiştir. Daha sonra Osman Tufan Bey ve diğer erkânın da huzurunda Ali Saip Fekeli Cezmi sayesinde Kuvây-ı Milliye katılmıştır . Ali Saip Namık takma adını kullanarak ve eşinin el yazısı ile yazdığı bilgileri Fekeli Cezmi aracılığı ile Develiye ulaştırıyordu. Millî Mücadele tarafına geçtiğini Fransızların öğrenmemesi için çaba gösteriyordu . Fransızlar nice zaman sora durumu öğrendiler, ancak Ali Saipde Urfaya gönderildi. Burada büyük hizmetleri olmuştu.
Develiden hareket eden Kamberli Osman, Develi, Yahyalı havalisinden ve Fekenin köylerinden topladığı 600-700 kadar kişi ile Rumlu Nahiyesini Fransız kuuvetlerinden geri almıştı. Bu olay Doğan Beyi çok sevindirmişti. Doğan Bey bu hareketi yakından takip etmeye başlamıştı. Artık sıra Kozan ile Saimbeyli arasında bağlantını kesilmesi açısından önemli olan Fekenin alınmasına gelmişti. Kamberli Osmanın emrindeki kuvvetler toplam 850-1000 kişi kadar olmuştu. Gizik Duranda müfrezesiyle birlikte Punguda Kamberli Osmana katılmıştı. Kamberli Osman kararlı ve cesur davranışlarıyla Türk köylülerini galeyana getiriyordu.
Kamberli Osman, Fekedeki Fransız ve Ermeni komutanlara haber göndererek; Fekenin on beş bin kişi tarafından kuşatıldığını, en ufak bir mukavemet karşısında bütün Fransız ve Ermenilerin yok edileceğini, yarım saat içinde kayıtsız şartsız teslim olmalarını söylemişti. Telgraf hatları da kesilmişti. Kozan ile bağlantı dahi kuramayan Ermeniler Fekeyi terkederek Kozaa doğru kaçmışlar ve Fekede ancak yetmiş-seksen kadar Ermeni kalmıştı. Fekeye 10 Mart 1920 ‘de Türk birlikleri girmişler ve kalan Ermeniler tutuklanmış, resmi binalar ve daireler ele geçirilmiştir.Feke on beş ay kadar Fransız işgalinden sonra kurtarılmış ve Fransız bayrağı indirilp yerine Türk bayrağı çekilmiştir .
Develiden çıkarak harekete geçen Millî kuvvetler, Fekeden sonra Saimbeylinin (Haçın) ele geçirilmesinin gereğine inanmışlardı. Kemal Doğan Bey aldığı emirler çerçevesinde kuvvetlerini gerektiği gibi bölük ve müfrezelere ayırmıştı. Kemal Doğan Bey Yeşiltepe adını verdiği Yellibelende karargâhını kurmuştu. Saimbeyli kuşatması 16 Mart 1920de başlamıştı. Bu arada Doğan Beyin isteği üzerine Osman Tufan Paşa, Kozanı kuşatmıştı. Burada Kozan ve Saimbeyli eş zamanlı olarak kuşatılmıştır. Bundan maksat, Fransız ve Ermeni işgal kuvvetleri aynı anda karşılıklı olarak destek yada takviye birlikleri gönderemesinlerdi.
Fransızlar, çok önem verdikleri Saimbeyliye yıl boyunca silah ve cephane yığmışlardı. İşgal kuvvetleri 400 ton yiyecek 2000 kamavor göndermişlerdi. Fransızlar ve Ermeniler bölgeye gelebilecek saldırı hareketini Maraş tarafından bekliyorlar ve Mağara Bucağında tedbirler alıyorlardı. Bu dönemde Kayseri-Develi tarafından bir saldırı beklemiyorlardı. Mağara Bucağında Ermeni yoktu, Doğanbeyli köyünde ise yarı yarıya Ermeni bulunuyordu. Şar köyü ise tamamen Ermeni ler ile meskundu .
Millî kuvvetler, Ermeni çetelerinin aldığı tedbirleri bozmak için öncü kollar çıkardılar. Mağaraya çıkmakla görevli Hasan Seklikoğlu kuvvetlerinin öncü kolunun vurucu gücü Gizik Duran müfrezesi idi. Kendisiyle beraber elli altı kişiydiler. Gizik Duran Çatalçama geldikten sonra Doğanbeyli köyüne posta çıkardı, ancak durumdan haberdar olan Ermenilerin çoğu Saimbeyliye kaçmışlardı. Gizik Duran gece yarısı müfrezesi ile yola çıktı. Doğanbeyli köprüsünü geçerek, nöbetçi Ermenileri öldürmüşler ve 19 Mart 1920de Doğanbeyli köyüne giren Gizik Duran köyde kalan Ermenileri tutuklamıştı .
Doğanbeyli köyünün Türklerin eline geçtiği Saimbeylide duyulunca, Ermeni Cebeciyan kırk kadar kamavor (fedaî) ile Dallıçama kadar gelmişse de, Gizik Duran adını duyunca köye giremedi. Gizik Duran bu Ermenileri kovaladı ise de yakalayamadı. Gizik Duranın çalışmaları ile bölgede oluşturulan Ermenilerin ileri savunma hattı dağıtılmıştır. Bölgedeki köyler diğer Türk öncü kollarının da başarılarıyla tamamen Türklerin eline geçmiştir. Mağara Bucağı ve çevresindeki köyler geri alınırken, çevredeki bütün Ermeniler sadece Şarköy ve Saimbeylide toplanmışlardı. Doğan Bey, Gizik Duran tarafından kurtarılan Doğanbeyli (Urumlu) köyüne karargâhını kurarak, Haçin ve Şarı kuşatma altına almıştır .
Sarp ve kayalık bir yerde kurulmuş olan Haçın harekâttan önce 4800 hanesi ve 30000 kadar nüfusu olan ve Ermenilerin en kalabalık olduğu bir yerdi. Haçında toplanmış 7000 Ermeni silahlı kuvvetlerinin başı olan Terziyan Aram: Yakında atımın dizginlerini Kayseride çekeceğim, büyük intikam günü geldi, diyordu . Bu sırada bölgenin en büyük millî müfrezesini oluşturan Yahyalıda 1000 kişilik bir gönüllü müfrezesi daha oluşturuldu. Silahlar Niğdedeki II. Tümen tarafından sağlanıyordu. 5 Nisan 1920de Türk kuvvetlerinin durumu 1400-1600 Kuvây-ı Milliye ile 200 kadar piyade ve katıra bindirilmiş bölük olarak toplamı 2000 kişiyi geçmemekteydi. Ermeni kuvvetleri ise toplamı 15000 kişiden ibaret olup, 5000 silahlı, 1000 kadar atlı ve ellerinde sekiz makinalı tüfek bulunmaktaydı. 6 Nisan 1920de taarruz başladı. Niğde ve Kayseriden cephane yardımı yapılmaktaydı. Bu arada Kozan Kadirli, Feke, Develi, Yahyalı, Pınarbaşı, Göksun, Tomarza havalisinden yüzlerce gönüllü Türk millî kuvvetlerine yardım için Haçına koşuyorlardı.
Kayseriden getirilen 105 mm. çapındaki obüs ile 150 mm. çapındaki diğer top Haçına gönderilmişti. Kayseriden getirilen topların yerine güçlükle yetiştirilmesinden sonra yedi ayı geçkin bir süre, yoğun çarpışmalardan sonra Haçın 15-16 Ekim 1920 gecesi Türkler tarafından ele geçirilmiştir. Meydana gelen yangınlar dolayısıyla Haçın tamamen yanmıştı.15 Kasım 1920de Mamureye yapılan baskında şehit düşen Yedek Üsteğmen Saim Beyin Haçında yaptığı büyük hizmetlerden dolayı, Haçının adı Cumhuriyetten sonra Saimbeyli olarak değiştirildi .
Millî kuvvetler komutanlarına bağlı olarak yaptıkları yurt savunması sonucu 20-21 Haziran 1920de Kozanı Ermeni ve Fransızlardan geri almışlardır. Ermenilerin elinde bulunan Saimbeyli (Haçın) ise 15-16 Ekim 1920de çetin bir mücadeleden sonra teslim alınmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa 5 Ağustos 1920de cepheleri ziyaret etmek amacı ile Pozantıya gelmişlerdir. Pozantı Adana il merkezi haline getirilmiş, 8 Ekim 1920de Pozantı Kongresi yapılmış ve başarının sağlanmsı için birtakım kararlar alınmıştır. Anadoluda tututnamayacağını anlayan Fransa ise Türkiye ile barışın kendi lehine olacağını düşünerek anlaşma yolunu seçmiştir. 20 Ekim 1920de imzalanan Ankara İtilâfnâmesi ile 3 Kasım 1921de alınan bir kararla İşgal ve Boşaltma Komisyonu kurulmuştur. Türk kuvvetleri 1 Aralık 1921 tarihinde Adananın hükümet meydanında Fransız bayrağını indirerek yerine Türk bayrağını çekmişlerdir. Böylece 5 Ocak 1922de Adana Fransız işgalinden kurtarılmıştır
__________________

SEN HUTAMENİN KİM OLDUGUNU NERDEN BİLECEKSİN Kİ...http://img6.resimup.net/dm/15129890893415.png
.................................................. .....
sitede verilen bilgiler ön calışma içindir kacak kazı yapmayın..
hutame isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla