Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-15-2010, 02:58 AM   #4
Gaziosmanpaşa
Moderator
 
Gaziosmanpaşa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 534
Tecrübe Puanı: 313016
Gaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond reputeGaziosmanpaşa has a reputation beyond repute
Standart

9-Sedlec Ossuary/ÇEK CUMHURİYETİ
Asıl adı kostnice Sedlec (ya da İngilizcesiyle "Sedlec Ossuary") olan Sedlec Şapeli, Çek Cumhuriyeti'nin Kutna Hora şehrinin Sedlec mahallesinde bulunan Tüm Azizler Kilisesi mezarlığında konumlanmıştır.
Katolik kilisesi'ne bağlı olan bu küçük şapelin son derece ilginç bir özelliği, dünya çapında pek çok kişinin kendisinden haberdar olmasını sağlıyor. Şapel ( ya da anlamı kemik
kuyusu ya da kemik deposu şeklinde tercüme edilebilecek olan "ossuary"), döşeme ve dekorasyonunda kullanılan 40,000 (yazı ile kırk bin) kadar insan iskeleti ile tanınıyor ve muhtemelen pek çoğunuzun posta kutusuna da bu özelliği ile konuk olmuş durumda.
Bohemya kralı II. Otakar tarafından kutsal topraklara gönderilen Sedlec Manastırı başkeşişi Henry, bu kutsal görevinden dönerken Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği Golgota tepesinden (Golgota aramca "kafatası'nın yeri" anlamına gelmektedir. Tepenin bu adı almasının sebebi, Adem'in kafatasının burada olduğu inanışıdır) getirdiği bir miktar toprağı manastırın mezarlığına serpmiştir. Bu olayın duyulması, manastırın mezarlığının Orta Avrupa'da
oldukça popülerlik kazanmasını sağlamıştır. 14. yüzyılın ortalarındaki kara ölüm ya da veba salgını ile 15. yüzyıl başlarındaki Hussitler Savaşları nedeniyle mezarlık alanı genişletilmiştir.
1400 yılından sonra keşişlerden birisi tarafından mezar alanının ortasına Gotik tarzda bir kilise inşa edilmiştir. İnşa edilen kilisenin yanında, inşaat sırasında çıkartılan kemiklerin depolanması için kurulan küçük bir şapel kurulmuştur. Efsaneye göre 1511 yılındsa kemiklerin çıkartılması ve depolanması işlemi için yarı kör bir keşiş görevlendirilmiştir.
Şapel 1703-1710 yılları arasında İtalyan asıllı Çek mimar Jan Santini Aichel tarafından Çek barok tarzında yeniden inşa edilen şapel biraz daha genişletilmiştir. 1870 yılında ise Çek ahşap oyma ustası František Rint, kemikleri düzenlemesi için görevlendirilmiş ve şapelin bugünkü haline gelmesinden sorumludur. Rint, kemikleri kullanarak şapelin duvarlarından
birisine imzasını atmayı da ihmal etmemiştir. Rint'in yaptığı iş kesinlikle akıl almaz. Ancak şapelin ortasında bulunan dev şamdan (ya da avize) en ilginç çalışmasıdır. Şamdan insan vücudunda bulunan bütün kemikleri içermektedir.
1970 yılında Çek gerçeküstücü sanatçı Jan Svankmajer, şapelin bir belgeselini yaptı. Şapelin görüntülerinin hızlı ve kabus benzeri kurgulanması ile üretilen on dakikalık belgesel, tur rehberlerinden birisinin sunumuna ait ses kaydı ile birlikte tamamlanmış ancak Çek Komünist otoritelerince yasaklanan bu ses bantının yerine kısa sözlü bir girizgahı takiben Jacques Prévert'in "Comment dessiner le portrait d'un oiseau" (Bir
kuşun resmi nasıl çizilir) şiirinin Zdeněk Liška tarafından yapılan bir caz düzenlemesi eklenmiştir


10-Taj Mahal/HİNDİSTAN
Taç Mahal, Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan -Şah-ı Cihan (Dünyanın şahı)-(1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'in Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. (Babür Şah'ın kurduğu Hint-Türk İmparatorluğu, Hindistan'da 332 yıl (1526-1858) egemen oldu.)
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Arcümend Banu'nun, (Mümtaz Banu Begüm) doğum sırasında ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır.
Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazılari yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapimi için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1630'da inşaasına başlanan eser, 22 yil sonra 1652'de tamamlanmıştır.
Taç Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmistır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmıştır.
Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat İsmail Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
İnşaatta çok sayıda ustanın da yanısıra, günde 20 bin işçinin çalışmasıyla türbe 1643'te, çevresindeki avlu ve yapılar 1649'da bitirildi. Tac Mahal, 22 yılda 1653'te bütünüyle tamamlandı.
Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.iç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'in sandukaları üst katta, kubbenin altındadır.
Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadir.
Taç Mahal'in yüzbinlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Taç Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür.
EFSANELERİNDEN BİRİ
Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğururken öldü.
(1631) Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu.
Eşinin ölümünden 6 ay sonra Taç Mahal'in temeli atıldı.
Efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele, kubbeden daha fazla masraf ve iş gücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın Şah Cihan'a iskeleti sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Şah Cihan, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış ve iskele bir gecede sökülmüştü.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır
Eklenen Resim Ön İzlemesi
Dosya tipi: jpg a.JPG (41,4 KB (Kilobyte), 7x kez indirilmiştir)
__________________
" Sende bir yumurta var, bende bir yumurta var
Ben yumurtamı sana verdim, sen yumurtanı bana verdin
Senin bir yumurtan, benim bir yumurtam oldu.
Ama.. Sende bir bilgi var, bende bir bilgi var,
Ben bilgimi sana verdim, sen bilgini bana verdin.
Şimdi benim iki bilgim var, senin de iki bilgin var”
Gaziosmanpaşa isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla