Go Back   DefineBurada.CoM > BÖLGELERE GÖRE İLLERİMİZ HAKKINDA BİLGİLER > Marmara Bölgesi
alan tarama | dedektör | toprak altı görüntüleme sistemleri

 
 
Seçenekler Thema bewerten Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 06-17-2008, 04:04 PM   #1
hira_pc
Administrators
 
hira_pc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 1.482
Tecrübe Puanı: 10
hira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond repute
Standart Çanakkale

Çanakkale, Anadolu’nun ve Ortadoğu’nun stratejik bir bölgesidir. Bu sebeple geçmişte pekçok istilâlalara uğramıştır. Çanakkale il merkezine 30 km mesâfede bulunan Truva harâbeleri en eski yerleşim merkezlerindendir. Truva iki bin sene Anadolu’nun bir kültür merkezi olmuştur. Truva harâbeleri 9 yerleşme katına sâhiptir. M.Ö. 3200 ile M.S. 400 seneleri arasına âittir.M.Ö. 1200 târihinde Akalılar (Akhaialılar) Truva Kalesini ele geçiremeyince gemilerine bindiler, kale dibinde ise tahtadan yapılmış büyük bir at bıraktılar. Bu atı kale içine alan Truvalılar, zafer şenlikleri yaparken, at içinde gizlenen Akalar, kale kapılarını açarak gemideki diğer askerlerle birlikte saldırıp şehri ele geçirdiler.

Bu bölgeyi Akalardan sonra Ispartalılar, M.Ö. 6. asırda Persler ve M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender işgâl etti. İskender, M.Ö. 334’te Çanakkale Boğazından geçti. İskender ölünce Makedonyalı generaller, bu bölgeye sâhib olmak için devamlı mücâdele ettiler. Netîcede Roma İmparatorluğu bölgeye hâkim oldu. Roma M.S. 395’te ikiye bölününce, bu bölge Doğu Roma’nın payına düştü. Bir ara Hun Türkleri geçici olarak bu bölgeye sâhib oldular. İslâm orduları 668, 672 ve 717 senelerinde kudretli donanmalarıyla Çanakkale Boğazından geçerek İstanbul’u kuşattılar ve Çanakkale bölgesini üs olarak kullandılar.

Bizans, Lâtin, İtalyan cumhuriyetleri ortaklaşa bu bölgeye hâkim oldular. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklular Çanakkale’ye kadar geldiler. Fakat Çanakkale Boğazını tam olarak ele geçiremediler. 1097’de Haçlı seferlerinde İznik’i Haçlı ordusu işgâl edince, Selçuklular Marmara ve Ege Denizi kıyılarından içlere doğru taktik îcâbı çekildiler.

1113’te Emir Muhammed komutasındaki Türk birlikleri Çanakkale’ye kadar geldilerse de, 1147-1149 İkinci Haçlı Seferi sebebiyle geri çekildiler. Anadolu Selçuklu Devletinden ayrılarak bağımsız olan Karesi Beyliği, Çanakkale’yi kesin olarak ele geçirdi. 1345’te Orhan Gâzi zamânında Karesi Beyliği Osmanlı Devletine katıldı.Türkler Avrupa’ya Çanakkale’den geçerek çıktılar. Şehzâde SüleymânPaşa tarafından 1349’da Gelibolu fethedildi. Birinci Murad zamânında 1362’den sonra Boğaz’ın bütün kıyılarını Osmanlılar fethettiler. Tanzimata kadar Gelibolu Cezayir-i Bahri Sefid (Akdeniz Adaları)veya Kaptan Paşa eyâletinin merkeziydi. Çanakkale, Kocaeli, Rodos, Oniki Ada, Asya adaları (Midilli, Sakız ve diğerleri), İyonya adaları (Korfus, Kefalonya ve diğerleri)Siklad adaları ve Egriboz Adası bu eyâlete bağlı idi. Çanakkale’nin Truva ile ilgisi yoktur. Çanakkale şehrini Fâtih Sultan Mehmed Han kurmuş ve geliştirmiştir.

Fâtih’ten sonra da coğrafî durumu îtibâriyle gelişmesine devâm etmiştir.

Tanzimattan sonra Biga bağımsız sancağının merkezi olmuştur. Cumhuriyet devrinde kendi ismini taşıyan ilin merkezi olmuştur. Birinci Dünyâ Savaşında İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları Çanakkale Boğazını geçip, İstanbul’u ele geçirmek, Rusya’ya boğazlar yolunu açmak için saldırdılar.Savaş 3 Kasım 1914’te İngilizlerin Seddülbahir’i denizden dövmesiyle başladı. 19 ve 23 Şubat 1915 saldırılarından netîce alamayınca, 18 Mart 1915’te büyük bir saldırı yaptılar. Bu saldırıda düşman, 3’ü büyük zırhlı olmak üzere 9 savaş gemisi kaybetti. 11 savaş gemisi de ağır yaralandı. Denizden netîce alamayan düşman kuvvetleri, 25 Nisan 1915’te Seddülbahir ve Arıburnu’na kuvvet çıkardılar.

Seddülbahir, Arıburnu, Morto Koyu, Alçıtepe, Kanlısırt, Conk Bayırı, Kabatepe, Kocaçimen ve Anafartalarda çok kanlı mevzi ve göğüs göğüse savaşlar oldu.Türk askeri kahramanlık destanları yazdı. “Çanakkale geçilmez!” fikrini kabullenen düşman kuvvetleri, hezîmetlerini sineye çekerek 9 Ocak 1916’da çekilip gittiler. Düşmanın çoğu müstemleke askeri olan 252.000 kaybına karşılık 253 bin kaybımız oldu. Bu savaşta Osmanlı Devleti en seçkin ve genç evlatlarını kaybetmiştir.


TARİHİ YERLERİ VE ESERLERİ

Çanakkale tabiî güzelliklerle, târihî zenginliklerin kucaklaştığı bir ildir. Her köşesi târih doludur. Arkeolojik eserlerin yanında, yemyeşil tepeler, masmavi bir deniz ve tertemiz sahilleri ile turizme çok müsaittir.

Târihî eserler: Çanakkale târihî eserler bakımından oldukça zengindir. Beş bin senelik bir târihin harâbelerini ve zamânımıza ulaşan eserlerini görmek mümkündür

Çimenlik Kalesi: Çanakkale Boğazının Anadolu kıyısında Kocaçay ağzındadır. 1452’de Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından Bizans’a denizden gelecek yardımı önlemek için yapılmıştır. Kânûnî devrinde 1552’de tâmir görmüştür. Diğer ismi, Kale-i Sultan’dır. Dış surlar ve iç kale olmak üzere iki kısımdır.

Nara Kalesi: Çanakkale’ye 6 km uzaklıktadır. 1807’de başlanmış olan yapımı İkinci Mahmud Han devrinde tamamlanmıştır.

Bozcaada Kalesi: Venedikliler zamânında yapılmış, Fâtih Sultan Mehmed devrinde tâmir ettirilmiştir. Dış surlar ve iç kaleden meydana gelen kale, son yıllarda da tâmir görmüştür.

Bigalı Kalesi: Eceabat’a 5 km uzaklıktadır. Yapımına 1807’de başlanmış olup, İkinci Mahmud Han devrinde tamamlanmıştır.

Kilitbahir Kalesi: Deniz kilidi mânâsındadır. 1462’de Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmıştır. Eceabat’tadır. Hiçbir yerde uygulanmamış bir plânı vardır. Dış kale iç kale ve sarı kaleden meydana gelmiştir.

Seddülbahir Kalesi: Boğazı takviye için, 1659’da Frenk Ahmed Paşa tarafından Rumeli yakasında yaptırılmıştır. Günümüzde yıkık durumdadır.

Gelibolu Kalesi: Eski devirlerden kalan kale, Bizans İmparatoru Birinci Jüstinianus tarafından tâmir ettirilmiştir. Günümüzde sâdece bir burcu kalmıştır.

Babakale: Ayvacık ilçesinin Babakale köyündedir. On yedinci asırda Kaymak Mustafa Paşa yaptırmıştır.

Atikhisar: Halk arasında Gavur Hisar denilen bu kale, Çanakkale-Balıkesir karayolu üzerinde yüksek ve sarp bir tepe üzerindedir. Osmanlı tekniğinin izlerini taşır. Gözetleme kuleleri, su sarnıçları ve surlar vardır.

Fâtih Câmii: Kalenin doğusunda çarşının güney ucundadır. 1452’de Fâtih Sultan Mehmed yaptırmıştır. 1862/1863’te Sultan Abdülazîz Han döneminde yenilenmiştir.

Abdurrahmân Câmii: Osmanlı câmilerinin ilk örneklerindendir. Orhan Gâzi döneminde yapılmıştır. Sultan İkinci Mahmud Han devrinde tâmir edilmiştir. Ezine ilçesindedir.

Sefer Şah Câmii: Ezine ilçesinde 14. asırda Yıldırım Bâyezîd Han zamânında yapılmıştır. Câminin yanında Sefer Şahın türbesi vardır.

Aslıhan Bey Câmii ve Külliyesi: Ezine’ye 12 km uzaklıkta Kemâli köyünde olup, câmi, hamam ve türbeden meydana gelmiştir. Sultan Birinci Murad döneminde yapılmıştır. Türbe, câminin kuzeyinde olup, günümüze ulaşan en eski türbedir. Câminin batısında yer alan hamam ise, en eski Osmanlı hamamlarındandır.

Hüdâvendigâr Külliyesi: Ezine’ye 40 km uzaklıkta Tuzla köyündedir. Câmi, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir. Câmi, 1366’da yapılmıştır. Medrese câminin batısındadır. Dershâne ve on odadan meydana gelmiştir. Zamânımıza sâdece bir odası ulaşabilmiştir.

Ulu Câmi (Hüdâvendigâr Câmii): Sultan Birinci Murad döneminde ulu câmiler plânında yapılmış bir câmidir. Gelibolu’da olup, bölgenin en büyük yapısıdır. 1667’de onarılmış, 1889’da yeniden yaptırılmıştır.

Azebler Namazgâhı: Gelibolu’da 1407’de yaptırılmıştır. Bu tür eserlerin en güzelidir. Günümüzde yıkık vaziyettedir.

Gâzi Süleymân Paşa Câmii: Orhan Gâzi devrinde yapılmıştır. Câminin mihrabı ve batı duvarı ilk günkü hâlini korumaktadır. Birkaç sefer tâmir görmüştür.

Süleymân Paşa Câmii: Orhan Gâzi döneminde yapılmıştır. Süslü mihrâbı ve minâresi ilk şeklini korumuştur. Lapseki ilçesindedir.

Hüdâvendigâr Câmii: Sultan Birinci Murâd döneminde yapılmıştır. Lapseki ilçesinin Umurbey köyündedir.

Yâkup Bey Külliyesi: Lapseki ilçesinin Çardak bucağındadır. Câmi, medrese, okul ve handan meydana gelen külliyeyi 1472’de Gâzi Yâkup Bey yaptırmıştır. Medrese günümüzde tamâmiyle yıkılmıştır.

Ahmed Bîcân Türbesi: İkinci Murad Han zamânında yapılmıştır. Tek kubbeli güzel bir yapıdır. Türbede yatan zât devrinin büyük âlimlerinden idi. Gelibolu’dadır.

Sarıca Paşa Türbesi: Sultan İkinci Murad Han devri devlet adamlarından Sarıca Paşaya âittir. Gelibolu ilçesindedir.

Yazıoğlu Türbesi: Aynı ismi taşıyan câmiye bitişik üstü açık bir türbedir. Tâmir edilirken ilk özelliğini kaybetmiş olup Gelibolu’dadır.

Gâzi Süleymân Paşa Türbesi: Rumeli fâtihi ve Orhan Gâzinin oğlu Süleymân Paşanın türbesidir. Gelibolu’nun Bolayır köyündedir. 1549’da tâmir edilmiştir.

Anıtlar: Birinci Dünyâ Harbinde târihin en kanlı savaşlarından birinin cereyân ettiği Çanakkale topraklarında 250.000 Türk şehidi yatmaktadır. Bu şehitlerin aziz ruhlarını anmak ve hâtıralarına hürmet için “Çanakkale Şehitler Anıtı” yapılmıştır. 21 Ağustos 1958’de tamamlanmıştır. Hisarlık Burnu ucundadır. Bütün boğazdan görülen anıtlar, 41,70 metre yükseklikte, 4 m aralıkla 4 büyük sütun üzerine kuruludur. Gövde 30x30 metredir.

İçinde “Harp Müzesi” vardır. Şehitleri şu mısralar ne güzel anlatmaktadır:



“Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna Yârab, ne güneşler batıyor!”

“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,

Bu toprak bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.”

“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı!

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı,

Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı,

Verme, dünyâları alsan da bu Cennet vatanı!..

Diğer anıt ve şehitlikler ise; Bahriye Şehitliği ve Anıtı, İntepe Şehitliği, Anadolu Hadiye ve Rumeli Mecidiye Şehitliği, Üsteğmen Hasan ve Teğmen Mesvuf Şehitliği, Gelibolu Şehitliği, Biga Şehitliği ve Anıtı, Yahya Çavuş, Mehmed Çavuş, Sorok ve Yamut âbideleri, Conkbayırı Mehmetçik Park Anıtı, Tek Çam Anıtıdır.

Müzeler:

Atatürk Müzesi: Çanakkale Savaşları sırasında Mustafa Kemâl’in (Atatürk) tümen karargâhı olarak kullandığı Çamyayla köyündeki ev müze olarak kullanılmaktadır.

Arkeoloji Müzesi: Kazılarda çıkan târihî eserlerin muhâfaza edildiği bir müzedir.

Harp eserleri müzesi: Seddülbahir bölgesinde şehitler anıtı içindedir. 1171’de açılan müzede Çanakkale Savaşları sırasında bölgede kalan silahlar sergilenmektedir.

Eski Harâbeler: Truva Harâbeleri Çanakkale’ye 32 km uzaklıktaki eski bir şehir harâbesidir. İlk çağ halk şâirlerinden Homeros’un İlyada destanı bu şehirden bahseder. Burası dünyânın en meşhur müzelerinden biridir. Arkeolojik kazılarla tamâmen ortaya çıkarılan bu şehir harâbeleri görülmeye değer bir târih hazînesidir. Truva M.Ö. 3200 ile M.S. 400 yılları arasında 9 defâ yıkılmış ve yeniden kurulmuştur. 1873’te Sehliemanın tarafından ilk defâ bulunmuştur. Bu harâbeler Çanakkale Boğazına hâkim olan Hisarlık Tepe üzerindedir.

Truva Harâbeleri yanında Arkeoloji Müzesi vardır. Truva’da kazılar kat kat yâni üst üstedir. 2 ile 16 m derinlikte 9 şehir vardır. Truva kazılarında çıkan târihî eserlerin mühim kısmı Avrupa müzelerine kaçırılmış, ancak 1923’ten sonra çıkarılanlar İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Truva Arkeoloji Müzesinde muhâfaza altına alınmıştır.

Blegen’in tespit ettiği kronolojik sıraya göre 9 Truva şöyledir:M.Ö. 3200-2600, 2600-2300, 2200-2050, 2050-1900, 1900-1800, 1800-1300, 1300-1100, 700-350, 350-M.S. 400.

İskender amiral gemisinden mızrağını Truva istikâmetine atarak Asya seferinin başladığını anlatmak istemiştir. Anadolu’nun en önemli antik şehirlerinden biridir.

Assos:
Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyünde M.Ö. 7. asırda kurulmuş bir yerleşim merkezidir. Denize hâkim tepe üzerindeki akropol, 3 km uzunluğunda bir surla çevrilidir. Agora tiyatro ve Athena tapınağı vardır.

Alexsandrea:
Çanakkale’ye 50 km uzaklıkta Dalyan köyünde Alexandrea-Troas harâbeleri surlarla çevrilidir. Bu kenti İskender’in generallerinden Antigonos kurmuştur.

Lampsakoz:
Lapseki ilçesinde Lampsakoz (Pitiyara)şehir harâbeleri ve Roma devrine âit lahit ve kitâbeler bulunmaktardır.

Sestos:
M.Ö. 650 senesinde Aiciler tarafından koloni olarak kurulmuştur. M.Ö. 300 senesine âit seramikler bulunmuştur. Şehrin iç kalesi hâlen durmaktadır. Sarnıclar kullanılmaktadır. Eceabat’a 4 km mesafededir.

Dardanos:
Çanakkale’nin 10 km yakınında İzmir karayolu üzerindedir. Eski bir şehir harâbesidir. Diğer harâbeler Chyrse, Perkote, Arisbe, Parion, Priapos, Kebrene, Skepsis ve tapınağı bulunan Neandrea şehir kalıntılarıdır.
hira_pc isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Facebook'ta Paylaş


 

Etiketler
Yok


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı



WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:46 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.