|
|
Seçenekler | Thema bewerten | Stil |
01-14-2009, 09:59 PM | #1 |
Guest
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0 |
Mezar nedir !!!
DEGERLİ KARDESLERIM DEFINE SITELERINDE GECEN ISARETLERIN % 75 İNİ OLUSTURAN MEZAR İŞARETLERI VE TABIKI BIZIM ARADIGIMIZ MEZARLAR HAKKINDA NE BILIYORUZ DAHA DOGRUSU MEZAR NEDIR FARKLI KULTURLERDE MEZARA BAKIS ACISI NASILDIR NASIL ELE ALINIR??? BELKI BIR COGUMUZUN ISMEN BILDIGI FAKAT AYRINTISINI BILMEDIGI MEZAR KAVRAMINI DILERSENIZ BIR OGRENELIM NEYMIS MEZAR ??? TEMELDEN BASLAYALIM INSALLAH.
Mezar, (Arapça kökenli) ölen birinin ya da bir hayvanın gömülü olduğu yer (kabir, sin, makber, gömüt) anlamına gelir. Bazı toplumlarda ölüler yakılırken; İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi tek tanrılı dinlerde ölülerin mezar içinde diğer hayata geçmek için beklediğine inanılır. Tarihte büyük devlet yöneticileri için anıt mezarlar yapılmıştır. Mısır'daki piramitler ve Tac Mahal bunlardan bazılarıdır. Mezarların topluca bulunduğu alana mezarlık denir. İslamiyette ölüler genellikle kefenle toprağın altına gömülürken,isteğe bağlı olarak tabutla da gömülebilmektedir, Yahudiler kefene sardıkları ölüyü tabuta koyarak toprağa gömerler.Yalnız her iki inanç grubunda da,bu tabutların ahşap ve tahta ürünlerinden yapılmasına,metal kısım içermemesine ve dolayısıyla bedenin doğal çürüme sürecini yavaşlatarak toprakla buluşmasını engellememesine özen gösterilir.Eğer bir Müslüman cenazesi toprağa tabutla beraber indirilecekse, tabutun kapağı hafif aralık bırakılır ve tabutun içerisine de bir miktar toprak serpiştirilir. Hıristiyan inancında da toprağa gömülme esas defin şekli olsa da,cesedin krematoryumda yakılmasına günümüzde Ortodoks kilisesi haricinde bir çok mezhepte izin verilmektedir.Yine çoğu hıristiyan mezarları, toprağa gömülü olarak yer altında bulunsa da,tabutun yeryüzeyinden yüksekte bulunduğu mozole tarzında mezar odaları da kullanılmaktadır ve bu mozoleler genellikle tüm aile bireylerini alacak şekilde inşa edilmektedir. İslam ve Yahudilik inançlarında, defin edilecek ölünün tahnit edilmesine,cesedin toprakla buluşup ayrışmasını engelleyeceği için karşı çıkılır,fakat Hıristiyanlık dinine mensup ölüler,tahnit edilebilir ve definden önce ölüye kozmetik uygulanabilir. Mezarların genellikle baş tarafında isim-doğum tarihi-ölüm tarihinin yazılı olduğu bir tahta parçası ya da bir taş bulunur. Bazı kültürlerde isim-doğum tarihi gibi yazılar haricinde, ölünün hayattayken çok sevdiği şeylerin çizimleri de bulunabilir. Ölü, mezara çoğunlukla yatay olarak konulur ancak bazı kültürler ölülerini toprağa dik gömerler. Yine bazı kültürlerde bir mezarın içinde sadece bir adet ölü bulunabiliyorken; evli çiftler ranzaya benzeyen mezar tasarımları sayesinde aynı mezarda yatabilir. |
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
01-14-2009, 10:31 PM | #2 |
Administrators
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 1.482
Tecrübe Puanı: 10 |
s.a. usta emeğine saglık güzel bilgiler aktarmıssın ...
__________________
İnsan azap çekmez, Allah yazmayınca. Allah azap yazmaz, insan azmayınca Müslüman Paranın Yanında da Müslüman Olabilendir... Merhameti Olmayana, Merhamet Edilmez!!!" Hz. Muhammed (S.A.V) |
01-17-2009, 02:45 PM | #3 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 117
Tecrübe Puanı: 40016 |
Eline sağlık ve teşekkürler verdiğin bu güzel bilgiler için.
Güzel bir şiirle katkı sağlamak istedim. Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar... O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar, Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i... Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi... Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab... Seni ancak ebediyyetler eder istiab. "Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle, Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan; Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan; Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına, Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran... Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif ERSOY
__________________
"BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA BÜYÜR VE DEĞERLENİR" |
01-17-2009, 05:35 PM | #4 |
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 1.162
Tecrübe Puanı: 349018 |
eyvallah istihkam kardeşim güzel bilgi birikim
__________________
https://www.facebook.com/groups/133566160037768/ |
Etiketler |
Yok |
|
|