|
|
Seçenekler | Thema bewerten | Stil |
08-05-2009, 03:09 AM | #1 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Aug 2008
Mesajlar: 412
Tecrübe Puanı: 590017 |
Kibele ( kybele )
Çorum Ortaköy İncesu kanyonu içerisin de 1980 yılında köylüllerin kayaların yüzndeki sarmaşıkları kesmesiyle günyüzüne çıkan hititlerin KİBELE tanrıcası define avcıları tarafından içinde altın saklı diye buhale getirilmiştir bu alan hala millipark ve sit alanı değil (yapmayı düşünüyorlarmış:: dogal olarak define avcı ları o mekanı delik deişik etmiye devam ediyor 1997 de gittigim de o haykel net ve elleri yüzü belirgin elleriyle etegini yukarı dogru cekken figür net görülüyordu şimdiki hali de ortata.... Kibele veya Kybele, bir Anadolu tanrıçası. Birçok kültürde farklı isimlerle yer alır.Tarihte, Akdeniz çevresinde, Asya'da ve kuzey ülkelerinde birçok kültür ve uygarlıkta çeşitli isimlerle anılan bir Ana Tanrıça ile karşılaşmak mümkündür. Anadolu'da yapılan kazılar, ana tanrıça figürünün M.Ö. 6500 - 7000'lere kadar dayandığını ortaya çıkartmıştır. Analığı, üremeyi, dişiliği, hayatın sürmesini ve dolayısıyla bereketi simgeleyen tanrıça, ayakta, oturmuş ya da uzanmış olarak betimlenir; düzgün vücüdu her zaman tasvir konusudur. Heykellerin bir bölümünde doğum yaparken görülür. Otururken ya da doğum anındaki bazı heykellerde yanında iki leopar bulunur. Ana tanrıçanın kutsal hayvanı olan leopar, hayvanların kraliçesi olduğunu ve doğa üzerindeki sınırsız egemenliğini simgeler. Bazen kollarında, çeşitli efsanelere göre tanrıçanın hem çocuğu, hem de sevgilisi olan Attis'i taşır. Kibele figürünün kökeni Anadolu'da çok eski dönemlere dayanır. Örneğin Hitit ve Hurriler tarafından tapınılan Kubaba, tartışmalı da olsa, çok sonraları oluşacak Kibele'ye öncülük eden figürlerden biri sayılır. Örnek iddia(Ana tanrıça Kibele Ana da Çumralıdır. Yani Çatalhöyük’lü)En yaygın kullanımı Frig uygarlığındadır. Frigya mitolojisinde bir ana tanrıça olan Kibele'ye genellikle dağ zirvelerinde tapınılırdı. Doğa ile özdeşleştirilmiş, özellikle bazı vahşi hayvanlarla ilişkilendirilmiştir. Anadolu'da çok sayıda Kybele anıtı vardır. Afyon-Eskişehir civarında yeralan açıkhava tapınaklarında niş içinde, iki yanında arka ayakları üzerinde duran birer aslan duran bir ana tanrıça kabartması bulunur. Ana tanrıçaya tapınmaya gelenlerin, bereket ve doğurganlıktan pay almak için Kybele'nin ve aslanların üreme organlarına dokunarak aşındırdıkları görülmektedir. Anadolu’da Kibele’yi baş ilahe olarak kabul eden bir topluluğun vecde dayalı bir organizasyon biçimini Frigyalılar döneminde kazandığı sanılmaktadır. Eski metinler Koribantlar denilen Frigyalı Kibele rahiplerinin psişik yeteneklere sahip olduklarını, tılsımlı taşlar kullandıklarını ve kendilerini hadım ettiklerini bildirmektedir. Enerjik etkinliğe sahip olduklarına inanılan bu tılsımlı taşlardan en ünlüsü vaktiyle Pessinus’ta bulunan, Kibele kara-taş’ı olarak bilinir.friglerde bereket ve çoğalmanın simgesi olmuştur.bu inanınç daha sonra yunanlılara geçmiştir. Kybele inancı daha sonraki uygarlıkları da büyük ölçüde etkilemiştir. Özellikle Yunan ve Roma mitolojisinde, Frigya dönemindeki bazı tapınma ritüelleri aynı formda kültik olarak devam etmiş, Kibele'nin özellikleri farklı tanrı ve tanrıçalarda yeniden hayat bulmuştur. Bunun en bilinen örneği Yunan mitolojisindeki Artemis'tir; Artemis Roma mitolojisinde Diana adını almıştır. Kybele, edebiyatta en çok sözü edilen tanrıçalardan biridir. Özellikle Romalı yazarlar Kybele'den çok sık bahsetmişlerdir.
__________________
CENNET,SİZE AYAKKABINIZIN BAĞINDAN DAHA YAKINDIR. CEHENNEM DE ÖYLEDİR...
|
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
08-06-2009, 05:15 PM | #2 |
Moderator
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 895
Tecrübe Puanı: 136016 |
S.a
Gerçekten çok yazık olmuş.üzüldüm gerçekten. Paylaşım için teşekkürler. |
08-07-2009, 09:01 PM | #3 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 2.103
Tecrübe Puanı: 593018 |
selamünaleyküm dostlar evet gerçekten üzücü bir olay bu kişilere defineci demek ne derece doğrudur bilemiyorum. ama şuda bir gerçekki devlet bu tür yerleri gerektiği gibi koruyamıyor . aslında ben sit alanları ilan edilmesinede karşıyım neden derseniz cahil vatandaşta şöyle bir zihniyet var burası sit alanı kesin burda gömü var kanısı oluşmuş definecilikle uzaktan yakından alakası olmayan kişiler sadece tahrip ediyorlar ben her zaman diyorum definecinin kötüsü işaret kırar çünkü işarette mal olmaz bunu defalarca yayınlıyoruz ama adamlar gene işareti tahrip ediyor. yani işin özü demek istediğim şu eğer devlet koruyamıyacaksa ilgilenemiyecekse sit alanı ilan etmek eser için zararlı diyorum saygılar DAYI
__________________
|
Etiketler |
Yok |
|
|