|
|
Seçenekler | Thema bewerten | Stil |
05-04-2009, 11:21 AM | #1 |
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesajlar: 1.148
Tecrübe Puanı: 438018 |
Mezar Stellerindeki Figür Tipleri
I. Pudicitia Tipinde Oturanlar
Tamamen, ya da kısmen örtülü diphros üzerinde profilden, ¾ profilden veya çok seyrek olarak cepheden oturan kadınlar mantonun sarılışı ve kollarındaki değişik hareketlere göre farklı oturma tipleri göstermektedirler. Chiton üzerinde manto giysili oturan kadınların sağ veya sola dönük oturuşlarına göre sağ ya da sol kolları karın üzerinde olup, bunlar ya manto altında, ya da üstündedir. Karın üzerinde uzanan koldan destek alan diğeri yukarı doğru yükselir. Sağ el ile boyun veya çene seviyesinde başa kadar çekilen mantonun kenarından tutar. Bu tip İ. Ö. 4. yy. mezar stellerinden esinlenerek geliştirilmiş olabilecekleri, Helenistik dönem yontu ve stellerinde yaygın olarak kullanılan “pudicitia” adı verilen tiplerden alınan etkiyle oluşturulmuştur diyebiliriz. Görmüş olduğumuz gibi farklı kolların yukarı doğru yükselebilmesi, mantonun ön üst vücudu tamamen örtmesi veya örtmemesi, manto ucunun kola sarılması veya elden aşağıya doğru bırakılması pudicitianın belli tiplerinin vurgulanmak istendiğini göstermektedir. Eserlerde görmüş olduğumuz mantonun başla birlikte vücudu sarışı ve kolların duruşu bu eserlerin çok büyük bir olasılıkla pudicitia tiplerini yansıttığını göstermektedir. Pudicitia tipi konusunda ilk olarak pinkwart; pudicitia tipli kadınlar arasında beş tip saptar, bu ayrımda bacakların hareketlerinin de rol oynamasının değişik yontularla karışıklık çıkarması nedeniyle, Linferto; “Hangi bacağın hareketli, hangi kolun karında olduğu diğer dik mi yoksa eğik mi durduğu belli değil” diyerek kapsamı biraz daha esnek tutmuş, Yaylalı ise; “pudicitia, bir kolu karında, diğerinin dirseği ona dayalı, eli çenenin yanında başa kadar çekilen mantonun kenarından tutan kadın tiplerine verilen genel bir kavramdır.” diyerek pudicitia tipinin kapsamını genişletmiştir. Pudicitia tipinin örnekleri tam olmasa da geç İ. Ö. 4. yy.’da vardır. Örneğin; Ağlayan kadınlar lahti. İ. Ö. 2. yy. ortalarına doğru ise pudicitia tipi yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca tipin ilk oluşumunda üzüntüyü simgelemek ön planda tutulsa da, daha sonra özelikle İ. Ö. 1. yy.’dan sonra yaygınlaşması, kraliçe yontularına sipkeler üzerinde tanrıça betimlerine örnek tip olması, Helenistik dönem ile birlikte artık üzüntüyü nitelemediğini göstermektedir. a. Pudicitia Saufeia Saufeia tipinde, sol kol karın üzerinde sağ el çenenin sağında mantonun kenarından tutar. Mantonun sağından gelen ucu, sağ kolu bileğine kadar sarıp sol omuzdan enseye gider. Solundan gelen ucu ise kalçadan itibaren toplanarak sol kolun üzerine atılır. Bileğe sarıldıktan sonra öne açılarak dökülür. Bu tip İ. Ö. 2. yy.’ın ortalarına doğru kullanılmaya başlamış olup, Rhodos ve Kos adalarında, Karadeniz’in kuzeyinde, Anadolu’da (özellikle İonya yöresinde) yaygındır. Anadolu’da, İonya dışında Mysia yöresinde de özellikle Kyzikos ve Milletopolis’de çok olmamak üzere vardır. Ortada ayakta duran figürde pudicitia saufeia tipinin özelliklerini görüyoruz. Elbise son yandan aşağıya doğru metal parçasıymış gibi sert bir şekilde inmektedir. b. Pudicitia Fhilista Bu tipte kolların hareketi ilk tipin tam tersidir. Sağ kol karında, sol korun ona dayalı, dik durur ve çenenin solunda mantonun kenarından tutar. Sağ omuzdan inen mantonun ucu karın üzerindeki sağ elin bileğine sarılıp öne dökülür. Solundan gelen uç ise omuzdan yana sarkar. Bu tip Batı Anadolu’da İ. Ö. 2. yy.’in ortalarından itibaren yayılmaya başlar. c. Pudicitia Braccio Nuovo Saufeia tipinin bir değişik modeli olarak karşımızı çıkan diğer bit tip ise pudicitia Braccio Nuovo’dur. Fark mantonun sarılışındadır. Mantonun ucu doğrudan baştan aşağı inip sol kola da sarılmadan sert ve katı bir şekilde yandan aşağıya iner. Bu tipte kolların hareketinden çok manto ucunun sarkıtılış şekli önemlidir. Bu tipin özelliklerini taşıyan eserlere doğuda rastlanmaz. Batıda İtalya, İspanya ve Galya’da yaygındır. Ancak doğuda geç Helenistik devirden başlayarak steller üzerinde çok sayıda görülür. d. ProtoPudicitia Tipi Stellerde yer alan kabartmalardaki pudicitia tipini oluşturan kadınlar, motif olarak İ. Ö. 4. yy.’ı gösterseler de geç Helenistik dönemde gerekli değişikliklere uğramışlardır. Fakat bu değişimi protopudicitia adı verilen oturan kadın tipinde görmekteyiz. İ. Ö. 4.yy.’ın birer kopyası şeklinde işlenen örnekler, aynı zamanda steller üzerinde en yaygın olanıdır. Bu tipte manto başa kadar tüm vücudu örttüğü halde, vücudun ön üst yarısını açık bırakmıştır. Yani üst vücudun manto ile tamamen kapalı tutulduğu tüm pudicitia örneklerinin tanımı bu tipte eksiktir. Baştan aşağı gelen manto kolların bir bölümünü kopartarak kucak üzerine iner. Böylece bir kemer izlenimi verdiği gibi, alttaki chitonda rahatça görülebilmektedir. Oturuş yönüne göre arka zemine, yakın kol yukarı kaldırılmış, eliyle boyun seviyesinde manto kenarından tutar. Diğeri ise yukarı kalkan kola destek olabileceği gibi, kendi halinde kucak üzerinde de uzanabilir. Attik mezar stelleri üzerinde bu tipin ilk örnekleri erken 4. yy. ile birlikte ayakta veya oturmuş şekilde görülmeye başlar. İ. Ö. 4. yy’ın ortalarına tarihlenen “Ağlayan kadınlar lahdi” üzerindeki kadınlarda motif olarak benzerlerdir. Protopudicitia tipi eserlerin çok sayıda olması bu tipin uzun yıllar boyunca standart form olarak kaldığını göstermektedir. II. Diğer Oturanlar a. Pudicitia Fausta Tipi Bu tipte baştan gelen manto sağ kolu sıkıca sararak sol omuza, oradanda enseye gider. El göğüs üzerinde bilekten itibaren manto dışında görülmektedir ve genelde mantonun sağ kenarından tutmaz. Sol kol ise ön aşağıda kucak üzerindedir. Mantonun soldan gelen ucu sol bileğe sarıldıktan sonra aşağı, kucak üzerine bırakılmıştır. Bu tipin en erken eserleri İ. Ö. 4. yy’ın sonlarına aittir. Tipe ait oturur veya ayakta durur şekilde bir esere 4. yy. mezar stellerinde rastlamıyoruz. İ. Ö. 2. yy ile birlikte özellikle Kuzeybatı Anadolu’da yaygınlaşmıştır. b. Pudicitia Melisa Tipi Bu tipte bir diphros üzerinde oturan kadın yan arkaya uzattığı kolundan destek alarak hafif geriye doğru yatık oturur. Çoğunlukla 314 cepheden görülmektedir. Chiton üzerine giymiş olduğu manto başla birlikte tüm vücudu örter, fakat göğüsler mantonun altından fark edilmektedir. Baştan gelen mantonun ucu sol omuza, oradan da enseye gider. Sağ kol manto ile tamamen kapatılmışken genelde ol kol omuzdan itibaren açık bırakılmıştır. Klinenin baş ucunda sola doğru oturan kadınlarda vücut sol kolundan destek alır. Sağları ise yukarıda elleri çene seviyesinde mantonun kenarından tutarlar. Sağ ayak sehpanın üzerinde oldukça ileri atılmış şekilde sakin durur. Solu hafif geri çekilmiştir. Böylece ayak gözükmez. III. Ayakta Duran Kadın Tipleri Oturan kadınlar kadar bunlarda çeşitlilik olmadığı gibi sayı olarak da oldukça azdırlar. İstanbul arkeolojisinde bulunan mezar stelinde, ayakta, cepheden sağı üzerinde pudicitia Saufeia tipinde bir kadın işlenmiştir. Bu tip dışında steller üzerinde rağbet gören diğer bir ayakta duran kadın tipi ise “Rahibe Tipi” adı ile tanınandır. Cepheden sağı ve solu üzerinde duran kadın chiton üzerinde manto iledir. Başı da örterek gelen manto ucu, sağ kalça üzerinden karnı boydan boya geçerek öne doğru bükülmüş olan sol kol üzerinden aşağıya doğru bırakılır. Bu tip mezar stellerinden çok adak levhalarında yaygındır. Slaytlarda bu özellikleri görüyoruz. Birde (Dexiosis) tokalaşma sahnesine yer verilmiştir. Diğer bir tipde “Tyche” olarak adlandırılan tiptir. Bu tipte ayakta betimlenen Tyche’ler başlarında kentin surlarını simgeleyen bir taç, sol ellerinde tanrısallık belirteci olan bir bereket boynuzu ve sağlarında bir gemi dümeni tutar şekilde resmedilirler. Bu stelin arka yüzünde başlarında taç, sollarında bereket boynuzu ile ayakta duran iki adet Tyche tipli kadın betimlenmiştir. IV. Ayakta Duran Erkek Tipleri Erkek tiplerinde kadınlarda olduğu kadar çok çeşitlilik ve yaygınlık yoktur. Konu ağırlığı ölü yemeğinde olduğu için erkekler büyük bir çoğunlukla kline üzerinde uzanır şekilde resmedilmişlerdir. Bu halleriyle figürlerde tip açısından çeşitlilik ve zenginlik söz konusu değildir. Ancak erkekler ayakta duruşlarına göre tipolojik farklılıklar arz etmektedir. Ayakta duran erkekler yetişkinlerden çok delikanlılık çağlarındaki erişkinlerdir. Erkekler genel olarak kısa kollu, chiton üzerine vücudu tamamen örten manto giymişlerdir. a. Palliatus Tipi En yaygın olan tiptir. Bu tipte cepheden duran erkek chiton ve manto giysilidir. Bu tipte sağ kol göğüs üzerinde, sol kol yanda, dirsekten hafif bükük, bilek sol bacak üzerine gelmiş, manto tüm vücudu sıkıca örter, sağ omuzdan gelen demetli kenar sağ kolu sarılır ve sol omuzdan enseye dökülür. Bu demetli kenar göğüs üzerinde sağ kolla gerdirilir. Figürün solundan gelen uç sol kola sarılır ve bileğine dolandıktan sonra elle tutulur ucu öne açılarak dökülür. Mantonun altından çıkarak manto kenarında tutan sağ eli altta chitonun olduğunu da göstermektedir. Vücut öne atılan bacak üzerinde yer alır. Bunların dışında birde “büst steller” adı verilen bir grup yer almaktadır. Bu büt stellerde figürlerin göğüs üzerlerinden yukarısı betimlenmiş olduğundan henüz tüm vücutları görülmez. Bu steller üzerinde erkeklerin sağ kolları manto altında olmak üzere, göğüs üzerinde uzanır, elleri ise manto dışına taşmış, mantonun kenarından tutar. Bu tipe ait ilk yontu örnekleri İ. Ö. 4. yy.’ın 2. yarısına gider. İlk örneklerin sonrakilere göre bir farkı vardır, o da mantonun altında chi işlenmeye başlanmıştır. b. Demosthenes Tipi Bu tipteki erkek cihiton üzerine manto giysilidir. Vücut sağı üzerindedir. Tipik özellik kolların hareketinin tüm örneklerde aynı olmasındandır. Kollar ön aşağıda karın üzerinde ve eller bağlıdır. Sol omuzdan gelen manto ucu bileklerin altından geçerek sol kalçadan aşağı bırakılmış. Ellerin göbek üzerinde bağlanması, harekette zıtlıkların uyumu baş, omuz, ayaklar arasında. Bunlara ek olarak hareketli bacağın sol yanda olması demostenes tipinin özellikleridir. c. Hippokrates Tipi Tipte manto vücudun sağ üst yarısını sarmaz. Sol omuzdan gelen mantonun ucu, sol yarı boyunca aşağı doğru inerken sol elle göğüs altında tutulur. Sağ kol yan aşağı bırakılmış, eli ya yumruk şeklinde yumul uya da elinde bir şey tutar. Vücut hafif sağına dönük solu üzerinde durmaktadır. Bu özellikler Kos adasında İ. Ö. Geç 4. yy’da Hippokrates için adanan heykelle özellikler gösterdiği için bu adı almıştır. Bu tipin benzer ilk örnekleri İ. Ö. 5. yy.’a kadar gider. İ. Ö. 4. yy. ile birlikte yaygınlaşarak devam eder. d. Diğerleri Şimdiye kadar görmüş olduğumuz tiplerin dışında az sayıda belirlenebilmiş tip vardır. Bunlardan biri palliatus tipinin bir yanında vedalaştığı şahısa doğru hafif dönük şekilde sol bacağı üzerinde duran erkek chiton üzerinde manto giyer. Sağından gelen manto tomarı sol omuza gider. Buradan yanda hafif bükülerek duran sol kola bir ya da iki kez dolandıktan sonra aşağı doğru bırakılır. Sağ kolu manto altında değildir. Tokalaşmak için ileri doğru uzatılmıştır. Bu nedenle manto sol yarıyı örtmez. Bu tür örnekler İ. Ö. 3. yy’da görülür. Bu ön tiplerin en önemli farkları manto altında chitonun olmamasıdır. Sağ arkadan sol omuza giden manto ucu buradan aşağı yayılarak bırakılır. Bu nedenle geç örneklerde olduğu gibi sağ üst vücut açık bırakılmıştır. İ. Ö. 5. yy.’dan başlayarak özellikle vedalaşma konularının işlendiği sahnelerden yaygın olarak kullanılmıştır. Başka bir tip ise erkeklerde de üzüntünün simgesi olarak kullanılan pudicitia tipidir. Bu tipten de örneğimiz çok az sayıda bulunmaktadır. Bu örneklerde erkek solu üzerinde cepheden işlenmiştir. Sağına bakar. Karnı üzerindeki solundan desek alan sağı yukarıda eli çenenin altındadır vücudun sağ üst bölümü açık bırakacak şekilde örtülen mantonun ucu sol kola bir kez dolandıktan sonra, aşağı bırakılmıştır. İ. Ö. 4. yy.’dan kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de yakın benzer örnekler vardır. Bunların yanı sıra delikanlılarında işlendiği steller vardır. Bunlarda giysi olarak yetişkinlerin giydikleri örnek alınmıştır. Genel olarak boyca küçük olmaları dışında normal figürlerle aralarında pek büyük bir fark yoktur. V. Oturan Erkek Tipleri Bu tipe ait erkek figürleri genelde bir diphros üzerinde hafifçe profilden oturur şekilde verilmiştir. Bir elleriyle koltuğun kenarından destek alarak oturmaktadırlar. Bu özellik Klasik Dönem atik mezar stellerinde görülmeye başlanır. Diğer ellerinde bir kitap rulosu tutmaktadırlar ve gözler karşıdaki seyirciye dönüktür. Yine bu tipin erken örneklerinde de altta chitonun olmaması ve bacakların öne arkaya atışlarında farklılıklar vardır. VI. Çocuk ve Hizmetçi Tipleri Mezar steli olarak yalnızca çocuklar için yontuları çok az sayıdadır. Bununla birlikte normal mezar stelleri üzerinde ya asıl ya da yan resim alanlarında henüz delikanlılık çağlarına ulaşmayan çocuklar konu edilmiştir. Bazı mezar stellerinde çocuk figürlerine av konulu köpeklerin yer aldığı sahnelere de rastlamaktayız. Helenistik döenm mezar stelleri üzerinde oldukça sevilerek işlenen bu konu Attika mezar stellerinde Klasik Çağ’dan beri bilinmektedir. Av konulu sahnelerde çocuk figürleri chiton giymiştir. Köpeğin sıçraması ve karşıdaki figüre yönelmesi Geç Arkaik Dönem’den beri bilinmektedir. Erken tiplerde işlenen köpekler av köpeği şeklindedir. Buradaki sahnerlde köpeğin bulunması hem oyun, hem de koruyuculukla ilgili olmalıdır. Köpeğin karşısında resmedilen çocuk figürlü mezar stellerinden başka bir grup mezar stelinde ise çocuklar ellerinde üzüm salkımı tutarlar, ancak bu defa da yanlarında köpek yoktur. Ellerinde üzüm tutan çocuklar tapınanlar olarak düşünülmüştür. Ancak daha önce hiçbir stel üzerinde tapınanlar ellerinde üzüm salkımı ile resmedilmemiştir. Stellerde çocukların yetişkin giysileriyle ve tavırlarıyla verilmesi çocuklarda da büyüklerde izlenen tiplerin kopya edilebildiğini göstermektedir. Steller üzerinde çocukluğun diğer bir belirteci ise Hermestlermeleri’dir. Bu stellerde ki sahnelerde çocuklar sağ ellerindeki okul çantalarını Herme’ye asmak ister şekilde cepheden betimlenmişlerdir. Batı Anadolu ve Orta Yunanistan mezar stelleri üzerinde çok sayıda örneği bulunan Hermes Hermeler küçük yuvarlak yüzü ve kısa bukleli saçları ile delikanlı görünümündedirler. Stellerin sahibi olan çocuk delikanlılarla ilişkilendirilerek çok sık resmedilmiştir. Hermeler genç yaşta ölenler ile sıkı ilişki içerisinde görülmektedir. Roma Dönemi’nde farklı olarak ********* artık anne babaları ile çok yakın ilişki içinde görürüz. Ya klinenin üzerinde babaları ile birlikte uzanırlar ya da annelerinin kucaklarında oturmaktadırlar. Giysi olarak ya uzun chiton, ya da tulum tercih edilmiştir. Çocuk tipleri arasında bir birlik görülmez. Genelde tipler büyüklerinden kopya edilmişlerdir. Giydikleri giysiler yaşlarına uygun olabildiği gibi, çoğunlukla büyüklerin giysileri de olabilir. Çocuk figürleri çok az istisna dışında hizmetçilerle aynı boyda işlenmişlerdir. Küçük işlenen bu çocukların hizmetçi olmadıklarını oturan kadınlarla olan ilişkilerinden anlamaktayız. Bunlar annelerinin yanında onların elbiselerini tutar şekilde durmaktadırlar. Belki de annelerinin kucağına çıkmak istemektedirler. Bazı eserlerde ise çocuk annesinin ayak ucunda oturur şekilde farklı bir motif olarakta verilmiştir. Stellerin çoğunda efendilerinin yanında duran hizmetçiler, Helenistik Devrin özelliği olarak cüceleşmiş şekilde işlenmişlerdir. Mezar sahiplerinin soyluluklarına işaret eden hizmetçiler, Helenistik Devir’le birlikte önemini kaybetmiş ve bir doldurma motifi olarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. Belkide bu nedenle hizmetçileri cüceleşmiş boyları ile köşelere sıkıştırılmış erkeğin yanında erkektir. Steller üzerinde genel olarak kız ve erkek olmak üzere iki hizmetçi bulunmaktadır. Ancak konu yemek sahnesi ise ve karşılıklı oturan kadınlar varsa bu defa her ikisinin yanında birer kız hizmetçi bulunur. Giydikleri elbise kızlarda kısa kollu veya kolsuz uzun chiton, erkeklerde ise kısa kollu kısa chiton’dur. Bunlar genelde cepheden ve büyük bir çoğunlukla ¾ profilden durmaktadırlar. Kız hizmetçiler genelde kadınların arkasında veya yanında dururlar. Ayakları iki yana açık sağ ya da sol bacakları üzerinde dururlar. Bazılarında ise öndeki bacak üzerine hafif eğimlidirler, bu halleriyle yürüyormuş izlenimi verirler. Kız figürlerinin ellerinde bir şey yoksa pudicitia tipinde dururlar, eğer pudicitia tipinde durmuyorlarsa ellerinde ölen kadınla ilişkili bir nesne tutarlar; bu da genelde kalathos ve pyxis’dir. İleriki dönemde Roma Çağı’nda ise kız hizmetçiler üzgün durmaz, ellerinde ölüyle ilişkili bir nesne tutmazlar. Genellikle servise hazır bir şekilde yemek masasının yanında beklerler ya da kadının arkasında kolları yan aşağıda beklerler. Erkekleri ise kendi aralarında iki ana gruba ayırabiliriz. Sakiler ve hizmetçiler. Bunlar her ne kadar amaç açısından aynı iseler de işlevleri farklıdır. Sakiler genelde içki kabının yanında, onunla servis kepçesini tutarken resmedilmişlerdir. Yani içki servisi ile ilgilidirler. Hizmetçilerdeki yaygın tip ise elleri karınları üzerinde bağlı olanlardır. Diğer bir grup hizmetçi ise, genelde ava giderken resmedilen kahramanlaşmış sahiplerinin arkasından efendisinin avla veya savaşla ilgili eşyalarını taşıyarak onları takip ederler. Sakiler hizmetçiler gibi kısa chiton giysilidirler. Yerleri genelde sağ köşedir. Ancak bazı örneklerde yemek masası ve kadın figürünün arasında bazen de sol köşede durabilirler. Sakiler bir krater yada geniş ağızları ile işlevlerinin kraterlerle aynı olduğunu sandığımız situlaların yanında resmedilirler. Bazı sahnelerde de betimlenmişlerdir. Bu tipin ilk örnekleri İ. Ö. 5. yy.’a gitmektedir. Kuzey batı Anadolu’daki ilk örnekleri ise İ. Ö. 4. yy. başlarına dayanır. Erkek hizmetçiler ise; kısa chiton giysilidirler ve ölü yemeğinde sağ yanda ya klinenin baş ucunda ya da sağ köşede oturan kadınla yemek sahnesi arasında durmaktadır. Cepheden veya profilden işlenmişlerdir. Genel olarak cepheden, elleri karın üzerinde bağlanmış şekilde, bacakları açık veya birbiri üzerinde çapraz atılmış olarak karşıya dönüktürler. Bazı örneklerde hizmetçi sağ eli ile yemek masasından ya da klinenin kenarından tutmuştur. Hizmetçi figürlerinde de pudicitia tipine rastlıyoruz. Hizmetçilerde kullanılan ve daha çok ziyafet sahnesi dışındaki konularda görülenlerde, hizmetçilerin tipleri sahiplerinden kopya edilmişlerdir. Genelde basit giysileri ile efendilerinden kolayca ayırt edilebilirler. Bazıları ise giysilerine varıncaya dek sahiplerinin aynısıdırlar. Boyca küçük işlenmeleri dışında gözle görülür bir ayrım söz konusu değildir. Roma Dönemi’ne gelindiğinde kız hizmetçiler gibi erkek hizmetçilerde üzülerek efendilerini beklemezler. Resim alanının sağ yanında servis yaparken resmedilirler. Hizmetçilerin bulundukları son yer ise atla ilişkili sahnelerdir. Burada ava ya da savaşa giden efendilerinin eşyalarını taşıyarak veya yalnızca takip eder şekilde resmedilmişlerdir. Genelde ¾ profilden resmedilen hizmetçiler kısa chitonlarının yanı sıra efendileri gibi birde chlamys giymişlerdir. Ellerindeki tek ya da iki mızrakla yürür veya durur şekildedirler. Bu figürler efendilerinin yanında yardımcı figürler olarak işlenmişlerdir. Giysileri efendilerinin giydikleri ile aynıdr. Stellerin bazılarında hiç erkek hizmetçi bulunmazken, bazılarında ise ne erkek nede kız hizmetçi vardır. Tip olarak klasik örneklerin birer devamı şeklindedirler. KAYNAKÇA G. Mendel; Suipture, c.1, c.2. M. Apaydın; Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi Arkeoloji Yayınları Katalogu Lisans Tezi (2004). M. Şahin; Miletopolis Kökenli Mezar Stelleri ve Adak Levhaları (2000). R. Hamann; Geschicte Derkunst.
__________________ |
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
05-04-2009, 11:49 AM | #2 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 2.103
Tecrübe Puanı: 593018 |
eline sağlık sağolasın
|
05-04-2009, 12:35 PM | #3 |
Guest
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0 |
sevgili kardesım super bır paylasım olmus ellerın dert gormesın cok cok onemlı.
|
06-05-2009, 12:43 PM | #4 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Jun 2009
Mesajlar: 2
Tecrübe Puanı: 16 |
emeğine yüreğine sağlık hocam...bilgileriniz bizim ışığımız oluyor...tekrar saygılar....allaha emanet olun....
|
09-16-2009, 06:49 PM | #5 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
eline emegine sağlık üstat güzel bir çalışma.
|
09-18-2009, 09:24 PM | #6 |
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 1.162
Tecrübe Puanı: 349018 |
eline saglık koçum
devam hadi bakem
__________________
https://www.facebook.com/groups/133566160037768/ |
Etiketler |
Yok |
|
|