|
|
Seçenekler | Thema bewerten | Stil |
08-01-2011, 01:45 AM | #1 |
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 1.162
Tecrübe Puanı: 349018 |
Tapınak Şövalyeleri İzi Amasrra'da Bulundu
Soruyoruz: "Allah aşkına nasıl keşfettiniz Tapmak Şövalyelerini?" Heyecanla an-latmaya başlıyor: "Doğa yürüyüşü yaparken çektiğim resimleri incelerken çeşmedeki haç sembolleri olan mermer levhanın farkına vardım. Özel bir anlamı olduğunu o gün düşünmedim. Dan Brown'm 'Da Vinci Şifresi' kitabında Tapınakçıların şifreleme sistemini okuyunca haçların eşit kollu haç olduğunu hatırladım. Acaba dedim. Bunun üzerine kabartmanın ölçümlerini yaptım. 29'a 29 bir kare olduğunu tespit ettim. Bu örgütün kutsal sayılarından biri 58'dir. Rakamları bir yüzünden, bir tersinden toplama, karesini alma, kendisiyle çarpma gibi Tapınakçıların metotlarını uyguladığımda, hep Roma rakamlarıyla CLX'e ulaştım. Calix, bu örgütün sembol olarak kullandığı Hz. İsa'nın son gece elinde tuttuğu kâsedir." Salih Tiryaki, köy kahvesinde aylarını vererek yaptığı şifre hesaplarını bize basamak basamak anlatıyor. Detayına girmeyelim ama tüm hesaplar şaşırtıcı biçimde XLX'e ya da Kudüs'te Süleyman Mabedi'nin yapıldığı sene olan 960'a çıkıyor. MUHTAR, BURALARDA HİÇ ŞÖVALYE GÖRDÜN MÜ? Şaşkın bakışlarla bu ileri matematik muhabbetini dinleyen Muhtar Naci Tunç a takılıyoruz: "Muhtar, hiç buralarda parlak elbiseler giyen şövalyeler gördün mü? Muhtar, ciddiye alarak fakat anlamsız gözlerle bakıp kafasını yukarı doğru kaldırarak 'yok' diyor. Hep beraber kahkahayı basıyoruz. Salih Tiryaki hemen söze giriyor ve kabartma levhadan başka Tapınakçılarla ilgili ne gibi bulgular olduğunu anlatmaya başlıyor: "Antikçağ ile ilgili kaynakları araştırdığımda bu bölgede Amasra'nın antik isminin Sesamos, Çakraz'ın Erythinoi olduğu bilgisine ulaştım. Fakat Akkonak'ın antik ismi ile ilgili hiçbir bilgi yok. Buradan hareketle Viyana Üniversitesi'nden Prof. Dr. Klaus Berke ile irtibat kurdum. Onun bu bölgede 1980'de yaptığı bir araştırmada Vatikan arşivlerinden elde ettiği bilgiye göre Akkonak sahillerinin Tripisili olarak geçtiği ortaya çıktı. Tripisili veya Tripişili'nin şöyle anlamları var: Şili, yengeç demektir. Akkonak Yarımadası batıdan bakıldığında yengeç şeklindedir. Tripi, üçayak anlamında üçlü sistemi ifade eder. Akkonak Koyunu incelediğimizde çok sarp bir kayanın yanında yapılmış antik bir su kuyusu bulunuyor. Onun 20 metre yukarısında kilise kalıntısı ve mezarlar var. Bu koy son derece korunaklı. Dışarıdan bakıldığında kolay kolay fark edilmeyecek bir konumu var. Eski bir örgütün saklanabileceği çok ideal bir yer. Doğu ve batı için gözetlemeye de imkân veriyor. Ben buradan hareketle burada Tapınak Şövalyeleri'nin barınmış olabileceğini tahmin ediyorum." Tapınak Şövalyelerine ait buluntular bununla da sınırlı değil. Salih Tiryaki, Akkonak'tan denize inen düzlükte antik bir şehir olduğu kanaatinde. Bunu destekleyen bulgular da var. Burada dere yatağının içinde 4 metrelik antik bir sütun bulmuş. Büyük ihtimalle bir kazı yapılırsa toprak altından antik bir şehir harabesi çıkabilir. Tiryaki, derlediği bilgileri fotoğrafları ile birlikte bir dosya yaparak Bartın Valiliği, Bartın Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Amasra Kaymakamlığı ve Amasra Müze Müdürlüğüne vermiş. Bartın ve Amasra'dan Haziran 2010'da bir heyet gelerek ilk tescil çalışmasını yapmış. Ağustos 2010'da ise Ankara'dan içinde arkeolog, peyzaj mimarı ve Safranbolu'daki Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulundan bir uzmanın bulunduğu ikinci bir heyet gelerek çalışmış. Böylece tescil çalışması tamamlanmış. Çalışmalar hakkında bilgi aldığımız Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız, iki-üç ay içinde bölgede geniş çaplı bir inceleme daha yapılacağını ifade ediyor. Tapınak Şövalyeleri'nin gizli barınağı olduğu düşünülen koyda beton bir iskele inşa edilmiş. İskeleden mermer bloklar sevk edi-liyor. Yakındaki bir mermer ocağının işleticisi, eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pe pe'nin eski ortağı. Aliobası mevkiinden sahile mermer taşıyan kamyonlar düzgün olan köy yollarını bozmuş ve çamur deryasına çevirmiş. Şirket, verdiği beton yol sözünü bugüne kadar tam olarak yerine getirmemiş. Köylülerin tüm şikâyetlerine rağmen yollar onarılmıyor. Şirket, Çevresel Etki Değerlen-dirmesi (ÇED) raporundan muaf tutulmuş. Ancak daha sonra alınan yüksek yargı kararlarınca ÇED yapması gerekiyor. Tapınak Şövalyeleri Tapınak Şövalyeleri'nin, 1118'de Kudüs'teki Süleyman Mabedi'ne Avrupa'dan gelen 11 kişi tarafından kurulduğu kabul ediliyor. Bu kişilerin aslen Yahudi soyundan olduğu zikrediliyor. Bugün Mescid-i Aksa'nın altında kalan Süleyman Mabedi'ndeki kutsal farz edilen eşyaların mirasçısı olma iddiasındaki Tapınakçılar, Haçlı Seferleri'ni hem azmettirdi hem de bu seferler esnasında önemli roller üstlendi. Süreç içinde hepsi Hıristiyanlaştı ancak bir erkek üyenin Yahudi köklerine ait geleneksel tarihi hep bilmesi prensibine bağlı kalındı. Örgüt, ilerleyen yıllarda bağışlarla büyüdü. Eşya ve hac ticaretine el attı. Papalıktan sonra en zengin yapılanma hâline geldi. Özellikle Avrupa ülkelerinde nüfuzunu artırdı. 1307'de Fransa Kralı Yakışıklı Philip, Tapınakçıları tutuklattı. Tüm servetlerine el konuldu. Mülkleri kamulaştırıldı. Ancak Tapınakçılar büyük hazineyi kaçırmayı başardı. Hazinenin yeri bugün dahi esrarını koruyor. Tapınakçıların tarih içinde tek bir 'dünya kutsal imparatorluğu' kurma hedefini paylaşan örgütlere dönüşerek varlığını sürdürdüğü iddia ediliyor.
__________________
https://www.facebook.com/groups/133566160037768/ |
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
08-01-2011, 02:19 AM | #2 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 314
Tecrübe Puanı: 161016 |
zevkle okudum seyrani usta paylasım için tesekkürler,bilhassa sifreleri çözme metodu,ve düsünceleri heyecan vericiydi...
__________________
ruhsatsız kazım yapmaktan ve bilhassa işaretleri harap etmekten kaçınalım. |
08-01-2011, 02:25 PM | #3 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Oct 2010
Mesajlar: 916
Tecrübe Puanı: 271015 |
teşekkürler ustam doyurucu bir çalışma
__________________
Ölüm var YAAA ÖMER Edeple gelen lutufla gider bir gemileri yakanı sevdim birde gemileri karada yüzdüreni |
08-09-2011, 09:55 PM | #4 |
Üye
Üyelik tarihi: Jul 2011
Bulunduğu yer: Hatay
Mesajlar: 61
Tecrübe Puanı: 22014 |
Seyrani usta paylasimin icin tesekkur ederim. Gercekten cok guzel bir konu bulmus ve guzel yorumlamissin. Hatirlarsan gecenlerde feyste bir aslan figuru yayinlanmisti.Hemen ustunde yine bir aslan ve kalkan figuru vardi. Ben yorumumda''- bana tapinakcilari hatirlatti bu figur'' demis ve fazla detay ve ayrintiya girmemistim. Akabinde, farkli sahislar Anadoluda eski evlerde bu tip suslemelerin oldugunu soylemis, sozumona sahislar bizi Anadoludaki eski evlerde kullanilan susleme sanatindan bihabermisiz gibi atiflarda bulundular..Halbuki; Anadolu butun hacli seferlerinin hem hedefi hemde tek gecis yoluydu. Simdide oyle degilmi!! Gectikleri guzergahlari yakiyor, yikiyor talan ediyor ve soyuyorlardi. O donemlerdeki ilerleyis simdilerde oldugu gibi ucak, gemi.tren veya motorlu araclarla degil, atlarla oluyordu. Dolayisiyla aylar yillar suruyordu bu seferler. Peki ellerine gecen mallari ne yapiyorlardi? Elbetteki ancak tasinabilir makul orani aliyor, geriye kalani sakliyorlardi. mobilden girdim sonra devam insallah.
|
08-10-2011, 11:30 AM | #5 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Oct 2010
Mesajlar: 916
Tecrübe Puanı: 271015 |
teşekkürler ustam hiç bu açıdan düşünmemiştim devamını bekleriz
__________________
Ölüm var YAAA ÖMER Edeple gelen lutufla gider bir gemileri yakanı sevdim birde gemileri karada yüzdüreni |
08-11-2011, 08:38 PM | #6 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Mar 2011
Mesajlar: 125
Tecrübe Puanı: 77014 |
ilginç ve güzel ellerine sağlık.
|
08-23-2011, 03:49 PM | #7 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Oct 2010
Mesajlar: 916
Tecrübe Puanı: 271015 |
Menderes1278 sitemizde almış oldugunuz görev hayırlı olsun İnşallah el ele daha ileriye götürecez
__________________
Ölüm var YAAA ÖMER Edeple gelen lutufla gider bir gemileri yakanı sevdim birde gemileri karada yüzdüreni |
08-23-2011, 11:28 PM | #8 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Mar 2011
Mesajlar: 125
Tecrübe Puanı: 77014 |
|
Etiketler |
Yok |
|
|