Go Back   DefineBurada.CoM > DEFİNECİYE GEREKLİ OLAN BİLGİLER > Definecilikte Tılsım-Cin Ve Tehlikeyi-Tuzağı Belirten İŞaretler
alan tarama | dedektör | toprak altı görüntüleme sistemleri

Cevapla
 
Seçenekler Thema bewerten Stil
Alt 11-05-2008, 11:43 AM   #1
hira_pc
Administrators
 
hira_pc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 1.482
Tecrübe Puanı: 10
hira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond repute
Standart Mühür Ve Tılsım

Mühürler genel olarak hazinenin kime ait olduğunu hatırlatan küçük işaretlerdir fakat bazı durumlarda sonderece tehlikelidirler.Sıkı sıkıya kapatılmış bir küpün içindeki sayısız mantar ,vürüs ve en bilinen koruna yöntemi siyanürün dışarı sızmasını önleyebilir.Bu yüzden çok sayıda defineci kardeşimiz telef olmuştur.Bir mühürü kırmanın en iyi yolu bu işten anlayan bir arkadaşla temasa geçmektir.TILSIM'a gelince tılsım tam olarak defineyi korumak için büyücü ve cinci hocalar tarafından yapılan cin bağlamalarıdır.Cinlerden bir grubu defineye bekci olarak bırakmasıdır.Tılsımlar genellikle definecilerin korkulu rüyasıdır bir tılsımın bilmeyen birkişi tarafından hafifce çatlatılmasından doğan çarpılmalar veya senelerce süren cin çarpmaları en bilinen hadiselerdir .Kaldıki hiç tılsımı olmadığı halde cinlerin sahiplendikleri sayısız hazine ve eşyayla karşılaşan deneyimli insanlar bile etkilenmektedir...

Bunların icinde en etkili olanları dönemin din adamlarının yaptıkları sihir ve tılsımlardır ...
cözülmesi baya güc olan yerlerdir...

__________________
İnsan azap çekmez, Allah yazmayınca. Allah azap yazmaz, insan azmayınca
Müslüman Paranın Yanında da Müslüman Olabilendir...
Merhameti Olmayana, Merhamet Edilmez!!!" Hz. Muhammed (S.A.V)
hira_pc isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Facebook'ta Paylaş


Alt 01-17-2009, 09:21 PM   #2
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart



Tılsım Nedir?

Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şey. Tılsım karşılığında dilimizde sihir, büyü, efsun kelimeleri kullanılmaktadır.

Anadolu kadınlarının başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğuna inanılır (İbn Haldun, Mukaddime, çev. Z.K. Ugan Ankara, 1957, 111, 2 vd.). Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklidlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsımın Manî inancıyla da ilişkisi bulunmaktadır. Anadolu folklorunda tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir (Meydan Larousse, XIX, 11508). Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır (M.Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü, 111, 494).

Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır. Tılsımları insanlar bizzat kendileri üzerlerinde taşıyabilecekleri gibi, tesirli olması istenen arazi, dam çatısı, vb. yerlerde de saklayabilirler. İnsan yapısı tılsımlar, daha çok hayvan veya eşyaların küçük modelleriyle, üzerinde dinî yazılar bulunan madalyonlar ve yazılı kâğıtlardan oluşur. Bazı metal ve muskaların tılsım için kullanıldığı da oldukça yaygın uygulamadır.

İnanışa göre tılsımların etkili olabilmesi, tabiattaki bazı güçlerle ilişki kurulmasına ve uğurlu bir zamanda dinî törenle yapılmasına bağlıdır. Tılsımdan medet ummanın mazisi oldukça eskilere gitmektedir. Papirüslerin incelenmesi Eski Mısır'da 75 kadar tılsımın mevcut olduğunu ortaya çıkarmıştır. Eski Mısır'da "Doğan Güneş" tılsımının, ölümden sonra yeniden dirilmeyi sağladığına inanılmıştır. Yine eski Mısır'da ölüyle birlikte gömülen "Menat" tılsımının, ölüyü tanrısal koruma altına aldığına kesin gözüyle bakılmıştır.

Hristiyanlık dünyasında da tılsımın çeşitli şekilleriyle kullanıldığı bilinmektedir. Bu kullanım, din adamlarının asırlar süren mücadelelerine rağmen hâlâ tam olarak önlenebilmiş değildir. Hristiyan halkın birtakım bâtıl inançlarından da kaynaklanan tılsım inancı, sihir, büyük ve efsunla beslenmektedir.

Yahudilikte uygulanan tılsım çeşitleri Hristiyanlık'tan çok daha yaygındır. Bunun sebebi, geç dönem Kabalacılarının tılsıma büyük ilgi göstermeleridir. Bundan dolayı tılsım hazırlamak hahamların görevleri arasında yer almıştır. Nitekim, lohusaya zarar verdiğine inanılan Lilit'ten korumak için doğum odasına tılsımlı eşyalar asılması, yahudi toplumlarında hâlâ yaygın bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir (Ana Britannica, XX, 619).

Bazı değişik şekiller göstermekle beraber tılsım hemen her toplumda vardır. Eski Bâbil, Asur ve Persler'de tılsım bir teknik olarak uygulanmıştır. İslâm dışındaki bütün bâtıl ve muharref dinlerin tören ve âyinlerinde her zaman tılsımdan izler bulmak mümkündür. Birçok tarihçi ve sosyolog tılsımı, bâtıl ve muharref dinlerin bir parçası gibi ele almıştır. Tılsımla ilgili yazılı tarih öncesi bilgiler noksan olmakla beraber, Yunan ve Mısır papirüslerindeki bilgiler oldukça doyurucudur.

Türk toplumlarında tılsım ve tılsıma benzer uygulamaların mazisi İslâm öncesine kadar uzanır. İslâm'dan sonraki dönemlerde ise eski İran, Mezopotamya ve Mısır kültürlerinin tesiriyle tılsım az da olsa varlığını sürdürmüştür (Dinler Tarihi Ansiklopedisi, İstanbul, 1976, III, 606). Cahiliye dönemi Araplarında fal okları atmak, çeşitli anlamlara gelen taşlar dikmek, yıldızlara bakarak mana çıkarmak, birtakım kareler içinde harf veya rakamlar yazarak tılsım yapmak oldukça yaygın bir uygulama idi.

Anadolu'da tılsım ve tılsıma benzer uygulamalar, Hristiyanlık, eski putperest dinler ve komşu kültürlerin tesiriyle âdetâ kurumlaşmış, büyücülük-le içiçe yürümüştür.

Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Tılsım ile tılsımdan sonra ortaya çıkacak durum arasında sebep sonuç münasebeti bulunmasına rağmen, her dinden insanın tılsım ve tılsıma benzer uygulamalardan medet ummaları cidden düşündürücüdür.

İslâm tılsım yapılmasını da, tılsıma inanılmasını da yasaklamış, medet umarak onu meslek edinmeyi şiddetle reddetmiştir. Ayrıca İslâm, tılsımın mucize ve keramete benzetilmemesine özen göstermiş, onu müşrik ve kâfirlere özgü bir faaliyet olarak değerlendirmiştir. İslâm'a göre tılsım, Allah'tan gelen bilgilere dayanmaz. Kur'an-ı Kerîm, tılsım ve ona benzer faaliyetleri bâtıl ve şeytan işi saymış (el-Âraf, 7/102), sâhir sözüyle de büyü ve tılsım yapanları kastetmiştir (el-Âraf, 7/109, 113; et-Tûr, 52/15; el-Hicr, 99/14-15). Hz. Muhammed'e gelen ilâhî vahye inanmayanlar ona sihirbaz, büyücü ve tılsımcı iftirasında bulunmuş ve sözlerini de sihir saymışlardır (el-Müddessir, 74/24).

Hz. Peygamber, yedi büyük günahtan birincisinin Allah'a şirk koşmak olduğunu açıklamış, ikincisi de "sihir ve tılsımla ilgilenmektir" buyurmuştur.

Genellikle ilâhiyat ve sosyoloji ile ilgilenen bilginlere göre tılsımın tesiri daha çok psikolojiktir. Halk tılsımın etkisini görünce onu yapan kişiye bağlanır ve âdeta onun müşterisi olur. Kendisine tılsım yapılan kişi, bunun tesirinden kurtulmak için Hz. Peygamber'in yaptığı gibi İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini üç kere okuyarak bütün "bedenine üflemelidir. Bu hareketin üfürükçülükle bir ilgisinin bulunmadığını, aksine Kur'an-ı Kerîm'den şifa ummaya dayandığını belirtmekte fayda vardır. Kur'an-ı Kerîm ve Hadis-i Şerif'ler, Allah'ın iradesi dışında hiç kimsenin kimseye fayda veya zarar vermeyeceğini defalarca vurgulamış, tılsım yapan kişide olağanüstü bir güç bulunduğuna inanmayı kesinlikle reddetmiştir (el-Mâide, 5/90; Tâhâ, 20/69).
istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-17-2009, 09:24 PM   #3
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart Tilsimli Defineler




Tılsımlı Defineler

Anadolu'da büyülü definelerle ilgili hikayeler anlatılır. Sosyetik medyum Niyazi Şentürk, 'Yetki versinler, tüm Türkiye'yi zengin edecek tılsımlı defineleri ortaya çıkartırım' diyor....

Toprak altı, umut kadar parıltılı hayallere giden ilginç hikayelerle de dolu. Tılsımlı define hikayeleri, Anadolu'nun hemen hemen her köşesinde anlatılır ve bu definelere ulaşmak imkansızdır. Peki, arkeologların ve bilimadamlarının savundukları fikirlerin aksine, gerçekten tılsımlı define var mıdır? Büyü nasıl bozulur ve kimler tarafından korunur? Sosyetenin oldukça yakından tanıdığı medyum Niyazi Şentürk, define ile ilgili birbirinden ilginç iddialarda bulunuyor.

'ÖLÜM TEHLİKESİ VAR'

Kendisine yetki verildiği takdirde Türkiye'yi zengin edecek tüm tılsımlı defineleri ortaya çıkartacağını belirten Şentürk, "Yetki versinler, Türkiye'nin altındaki bütün hazineleri gün yüzüne çıkartırım. Mühim olan definenin üzerindeki tılsımı kaldırmak" diyor. Peki, büyü yapmanın yasak olduğu dinimizde, büyülü defineleri kimler korumaktadır? Bütün semavi dinlerde, cinlerden bahsediliyor. Tevrat ve İncil'in çok yerinde cinlerin varlığı bildiriliyor. Kur'an-ı Kerim'de 30'dan fazla yerde cinlerle ilgili ayet bulunuyor. Tılsımlı definelerin nasıl çıkartılacağını ve bu definelerden korunma yollarını anlatan medyum Niyazi Hoca, bu definelere "Sahipli" denilmesinin daha uygun olacağını ifade ediyor. Çoğu hazinelerin cinler tarafından korunduğunu vurgulayan Niyazi Şentürk, şunları söylüyor: "Cinli defineleri bulunduğu yerden almak için oradan bir avuç toprak getirilmesi gerekiyor. Biz, o toprak üzerinden bakarak tılsımlı olup olmadığını ve ne türlü bir tılsım yapıldığını ortaya çıkartırız. Daha sonra definenin bulunduğu yerde kurban keseriz. Okuduğumuz dualardan sonra tılsım bozulmuş olur. Eğer definelerin tılsımı, hoca tarafından bozulmazsa, define çıkartan kişileri felç, akıl noksanlığı ya da ölüm gibi tehlikeler bekliyor demektir. Yalnız bu işler yapılırken kazılacak yer için mutlaka devletten kazı ruhsatının alınması gerekiyor." Türkiye'de yerin altında çıkatrılmayı bekleyen milyonlarca dolar değerinde hazine bulunduğunu da sözlerine ekleyen Niyazi Hoca, şöyle devam ediyor: "Devlet izin versin, bu defineleri çıkartalım. Kimse tılsımlı defineleri kendi başına çıkartmaya kalkışmasın. Mutlaka dolandırıcı olmayan ve ruhsatı bulunan bir hocaya başvursun. Devlet izin versin, Türkiye'nin ekonomisini düzelteyim."

BİLİMADAMLARI KARŞI...

Ancak arkeologlar, antrapologlar, jeologlar yani alanında uzman olan tüm meslek sahipleri, medyum Niyazi Şentürk'ün bu açıklamalarına karşı çıkıyor. Define arama işleminin belirli kurallar ve mantık çerçevesinde yapılması gerektiğini belirten uzmanlar, şunları söylüyor: "İnsanlar bu iddialara inanırsa, Türkiye'nin dört bir yanı köstebek yuvası haline gelir. Bu durum da tarihi ve turistik varlıklarımıza büyük oranda zararlar verebilir. Define aramak isteyen vatandaşlar, belirli kurallar çerçevesinde bu işe başlamalılar. Bireysel çıkarlardan ziyade, toplumsal çıkarları düşünmeliyiz."
istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-17-2009, 09:27 PM   #4
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart Tilsim çeşitleri




Tılsım Çeşitleri

Tılsım Muska’dan farklı olarak Korunmak amacıyla değil , istenen , amaçlanan olumlu bir etkiyi ki bu Zenginlik , Ün ve Şöhret kazanma , Düşmanları ve rakipleri alt etme , Karşı cinsin beğenisini ve dikkatini kazanma olabilir , kişinin yaşamını çekmek için kullanılır. Örneğin düşmanlarına galip gelmek , rakiplerini alt etmek isteyen bir iş adamı için Mars tılsımı uygun olacaktır. Zengin ve ünlü olup birçok dost edinmek isteyen bir kişi için ise Güneş ve Jüpiter’in karma güçlerinden oluşan bir tılsım faydalı olacaktır. Aşkta başarılı olup , birçok aşık edinmek isteyen , karşı cinsin dikkatini çekmeyi isteyen biri için ise Venüs tılsımı gerekmektedir. Tılsım’da dikkat edilmesi gereken bir nokta ise yapım aşamasıdır. Tılsımın üretimini ustalaşmamış birinin yapması durumunda Tılsım kendisinden beklenen olumlu etkiyi vermeyecek aksine zararlı olacaktır. Bir Tılsım’ı insanın üzerinde taşıması Tılsımın türüne göre bazı sorumluluklarda getirir. Örneğin Güç için yapılmış bir Tılsımı üzerinde taşıyan kişi cinsel ilişkiye girmeden önce bu Tılsımı çıkarmalıdır. Zenginlik için yapılmış bir Tılsımı üzerinde taşıyan kişi ise ateşi demir ile karıştırmamalı , ateşin içine soğan kabuğu veya ekmek parçaları atmamalıdır. Yapılmaması gereken hareketler , dikkat edilmesi gereken noktalar Tılsımı yapan tarafından , Tılsımı taşıyacak kişiye bildirilir.

Tılsım Çeşitleri

Sarmisak : Çok eskilere dayanan koruyucu etkisi sarmisagi bitkiler içinde en etkili bir bitki tilsimi haline getirmistir. Bilimsel olarak faydalarinin arasina her gün bir yenisi eklenen sarmisak, eskiden vampirlere karsi korunma olarak kullanilirdi. Insanlar evlerine sarmisaklar asarak bu kan emicilerden korunacaklarina , sarimsagin kokusunun vampirleri eve sokmayacagina inanirlardi. Hatta durum çok vahimse, sarmisagi boyunlarina baglayip öyle yatarlardi. Öte yandan sarmisak huysuz bebeklerin, gece rahat uyumalari için yatagin altina konurdu ve bebeklerin sakinlesmesi saglanirdi. Ortaçaglarda sarmisak, savaslarda yaralanmalara karsi da kullanilmis ve savasanlari koruduguna inanilmisti. Denizciler kötü hava sartlarina ve deniz kazalarina karsi da sarmisak kullanirlardi.

Defne : Defne agaci, bulundugu yere bereket getiren bir agaç olarak bilinir. Onun bulundugu yere hastalik ve kötü cinler giremez inanci pek yaygindir. Eski Yunan ve Roma' da taçlar defne dallari ve yapraklariyla süslenir, mitoloji de ise defnenin yildirimsavar bir gücü olduguna inanilirdi. Hatta bu inanis o kadar geçerlilik kazandi ki, günümüzde bile ev girislerinin iki yanina dikilen defne agaçlari hem evi kötü ruhlardan hem de yildirimlara karsi koruyarak adeta bir paratoner vazifesi görmesi saglandi.

Feslegen : Hintlilerin kutsal bitkisi feslegen, Tanri Visnu ve Krisna' ya adanmis bir bitkidir. Dogum sirasinda kadina yardimci olduguna inanilirdi. Sahibini sancilardan ve agrili hastaliklardan korudugu da inanislar arasindadir. Akdeniz' ülkelerinin bazilarinda ise feslegen, evdeki bakire kizin koruyucusuydu. Sayet evdeki bakire kiz evlenme çagina gelmisse, feslegen saksisiyla birlikte camin önüne konur ve evdeki kizin artik evlenmeye hazir oldugu bu, koruyucu bitkisi olan feslegenle ilan edilirdi.

Kina : Kina bugün bile kullanilan hem ugur, hem de koruyucu nitelikleri olduguna inanilan bir bitkidir. Dügünden bir gece evvel, kina geceleri düzenlenmesi, Türkiye'de oldugu kadar bir çok degisik Ortadogu ve Asya ülkelerinde de yapilmaktadir. Kimi yerlerde bu kina gecelerine yalnizca kadinlar katilir ve gelinin ellerine sürülen kina bir bezle baglanarak ertesi gün açilir. Bu uzun bir müddet elden çikmaz. Bunda amaç, dügüne gelebilecek nazarin ve seytani güçlerin saldirilarini etkisiz hale getirmektir. Bu gelenek Anadolu' muzda yillardir özelliklerinden hiç bir sey kaybetmeden uygulanmaktadir.

Mese Palamutu : Mese agaci yüzyillardir kutsal bir agaç olarak bilinir. Bunun meyvesi olan mese palamutu da bu sebepten dolayi özel güçlere sahip olarak bilinir. Mese palamudundan yapilan koruyucu tilsimlarin, kolera gibi hastaliklara iyi geldigi bilinmekte, inanilmaktaydi. Mese agacinin uzun olan ömrünün, insanlara yansiyacagi düsüncesiyle uzun yasami da temsil ettigi bilinir. Üzerinde bir mese palamutu tasiyanin hiç yaslanmayacagina inanilirdi.

Sari Kantaron : Bir adi da Aziz John Kökü olarak bilinen Sari Kantaron, kötü ruhlari, kötü güçleri kovmak için kullanilan en etkili bitki olarak bilinir. Eski Roma' da bu bitkiye "Seytan Kaçiran" denirdi. Sari kantaronu, dalinla birlikte evin bir kösesine asmak, o evin ve sakinlerinin tilsimli ve güçlü bir korumaya sahip olacaklarini ve evden içeri hiçbir kötü ruhun girmeyecegi anlamina gelirdi. Bundan baska sari kantaronun evi yildirimlardan ve ölümden de koruduguna inanilirdi. Bu bitkiyi evlerde en çok asili olarak Aziz John' un 24 Haziran' da ki yortusu sirasinda görebilirsiniz. Bitkinin bir cinsinin yapraklari isiga dogru tutuldugunda, üzerinde kirmizi lekeler görülür. Bu da Aziz John' un kafasi kesildigi sirada kaninin bitkinin yapraklari üzerine düserek biraktigi lekeler olarak yorumlanir. Sari kantarona Aziz John Kökü denmesinin sebebi de bu rivayete dayanmaktadir.

Yoncalar : En çok revaçta olan ugur simgesi olarak bilinen yoncalarin, en makbulü dört yaprakli yoncadir. Üç yaprakli yoncanin da ugurlu sayildigi yerler vardir, örnegin Irlanda gibi. Ama dört yapraklisi daha nadir bulundugu için, üç yaprakliya nazaran güçlerinin daha fazla oldugu düsüncesi yaygindir. Dört yaprakli yoncanin inanilan tilsimli güçleri arasinda kötü büyüden korunma, inanç saglamligi, denge, birlik ve bütünlük sembolü olma özelliklerini sayabiliriz. Yoncalarin dörtten fazla yapraklilarina da rastlamak mümkün. Yaprak adetlerine göre her birinin ayri ayri anlamlari bulunur. Mesela, bes yaprakli yonca zenginligi isaret ederken, alti yapraklisi aski, yedi yaprakli olani ise kötülüklere karsi korunmayi belirtir.

Üvez Agaci : Keltler in Minerva' si , Gaul ülkesinin sanatçilara ve zanaatkarlara ilham veren Tanriçasi Brigit' in kutsal agaci olarak mitoloji de bile kendisine yer bulan üvez agacinin, kötü büyüleri bozduguna inanilirdi. Öyle ki ; bir vampirin gögsüne çakilacak kazigin, amacina ulasabilmesi için, üvez agacindan yapilmis olmasi gerekir derler. Bir bahçe içine ekilen üvez agaci, bulundugu bahçeyi, evi ve içindekileri sanssizliklardan korur, iyi talihin gelmesini saglarmis. Gemilerde firtinaya, evlerde yildirim düsmesine karsi kullanilan üvez agaci, muska olarak da iki dal parçasi kirmizi bir kurdelaya baglanarak tasinirdi.

Kehribar : Görenin tas ya da kaya cinsi sandigi kehribar, aslinda çam agacinin fosillesmis reçinesidir. Bugün kullanilan kehribarin, yüzyillar öncesine dayanan bir geçmisi ve takana sirayet eden özel güçleri vardir. Kehribar tilsimlari, takana hem hem kötü talihi yenmesi açisindan, hem de iyi sansi çekmesi açisindan çok yararlidir. Kehribar boncuklarindan yapilmis bir kolyenin, kisiyi zehirlenmelere karsi korudugu bilinen yönlerinden biridir. Kehribarin erkek penisi seklinde yontulup, tilsim olarak kullanilmasinin da nazara ve kötü ruhlara karsi çok etkili oldugu inanci, 1900' lerin basinda çok yaygindi. Çesitli hayvan motiflerinde islenen kehribarlarin da erkeklerin cinsel iktidarlarini kazanmasina , kadinlarin da dogurganliklarini arttirmasina yardimci oldugu bilinirdi. Kehribar, dogal hali bozulmadan boyuna asildigi zaman guatr hastaligina da iyi gelmektedir. Kisinin bu tedavi sirasinda üç ay kehribari boynundan hiç çikarmamasi gerekmektedir.

Kekik : Kekik bitkisi, yemeklere lezzet katan tadinin yani sira da önemli bir koruyucu olarak bilinir. Bir kekik dalini yaninda tasiyan kisi, korkularindan, hastaliklarindan ve karabasanlardan kurtulur. Saçina bir kekik dali takan kadinin askta sansli olacagina inanilir. Kekik, insanlarin enerji eksikliklerini tamamladigi gibi, psisik güçlerini de güçlendirir.

Tavsan Ayagi : Ilginç bir tilsim daha. Hem de en popüler tilsimlardan biri. 20.yy'in baslarinda bu söhreti yakalayan tavsan ayagi tilsimi için bir çok yerde bir dolu rivayetler üretilmistir. Kimi "tavsanin ayagi ugurlu olsaydi, tavsana da ugur getirirdi, bakin simdi o üç ayakli bir tavsan" dedi, kimi hayvan haklarindan bahsetti ve bunun bir katliam oldugunu savundu, kimi de onun uguruna yürekten baglandi ve onu en ugurlu uguru saydi. Ama var olan bir gerçek, tavsan ayaginin bir tilsim olarak kullaniliyor olmasiydi. Tilsim kaybetmek ugursuzluk sayilir ama, tavsan ayagi tilsimini kaybetmek kimilerine göre ölüm, zamansiz bir felaket, kimilerine göre de çok büyük bir sanssizlik olarak algilanirdi.

Boynuz : Boynuzlar bugüne kadar birçok toplumda kah üzerinde tasimak, kah bir yere asmak suretiyle yaygin olarak kullanilan tilsimlardandir. Boganin iriligi, vahsiligi gücü temsil ederken, çiftlesmesi dogurganligi, çifte kosulmasi da bereketi temsil ettigi inanci onu bir tanriya dönüstürür ve Antik çag toplumlari için bu durum ideal bir koruyuculuk timsali teskil eder. Bir damina asilan ya da duvarina yerlestirilen bir boynuz o evin koruma altinda oldugu inancini insanlara asilar. Bugün altin ve gümüsten yapilan küçük ve tek bir boynuz bir zincirin ucunda boyuna asilir ve cinsel iktidar sembolü olarak kabul edilir.

Deniz kabuklari : Bilinen koruyucu tilsimlarin en eskisi olan deniz kabuklarinin 20 bin yil öncelerine dayanan bir tarihi vardir. Deniz kabuklari dünyanin bir çok yerinde tilsim olarak kullanildiklari gibi, süs esyasi olarak da çok yaygindirlar. Deniz kabuklarini eskiden beri bir çok seyle iliskilendiren insanoglu, onu hem nazara karsi koruyucu olarak, hem de dogurganligi temsil edici olarak kullanmislardir. Onlarin yumurta biçimli sekilleri gözü hatirlattigindan, cesetlerin göz yuvalarina yerlestirilirdi. Bunda amaç, ölünün öte dünyayi çürümeyen gözlerle görmesini saglamakti. Bu çok yaygin bir gelenek olarak bilinir. Deniz kabugunun kadin cinsel organina benzetilen yarik kismindan dolayi,bazi eski metinler onu disi yasam kapisi olarak adlandirir. O güçlü bir dogurganlik sembolü olarak ve de bir tilsim olarak, dogum sancilari ve kisirliga karsi kullanilirdi. Kimi Asya ve Afrika ülkelerinde deniz kabuklari hayvanlarin kosum aksesuarlarina takilarak onlari nazardan korumak için de kullanilmistir. Deniz kabuklarinin taki olarak kullanilmasindan sonra, bunlarin altin ve gümüsten olan taklitleri de yapilarak çok güzel birer süs esyasi olarak günümüzde de kullanilmaktadir. Bunlarin mavi sirli topraktan, akik ve kuvarstan da yapilanlari mevcuttur.

Baykuslu Tilsimlar : Kem gözlere karsi en iyi koruyucunun yine bir baska göz oldugu varsayimiyla tasarlanan baykus seklindeki tilsimlar, en çok küçük bir Akdeniz adasi olan Minorka'da kullanilmaktadir. En dikkat çekici özelligi gözlerin oldugu bu baykus seklindeki koruyucu tilsim, camdan veya metalden yapilir. Bugün bile hala popülerligini koruyan baykus tilsimlarinin, Minorka'da evleri de büyük felaketlerden koruduguna inanilir. Baykusun ugursuz bir hayvan olarak bilinmesi, bu tilsimin pek fazla ragbet görmemesine yol açan en önemli etken olarak deger kazanir. Onun koruyucu rolü, pek çoklarina göre evrensel degildir. Çünkü o, gecenin seytani yaratigi olarak bilinir.

Köpekbaligi Disi (Aziz Paul'ün Dili) : Kökeni Ortaçaglara dayanan ve günümüzde bile hem süs esyasi hem de koruyucu olarak kullanilabilen bir tilsim olan Köpekbaligi disi ya da Aziz Paul'ün Dilinin, bir çok korumayi gerçeklestirdigine inanilirdi. Bu tilsimin bu adi almasindaki nedene gelince ; Siddetli bir firtinada gemisi küçük bir adaya sürüklenen Aziz Paul, karaya çikinca bir yilanin isirmasina maruz kalir. O da buna tepki olarak o adayi kutsadi ve yilanlarina lanet okudu. O anda adadaki tüm yilanlar zehirlerini kaybettiler ve zararsiz birer hayvan oldular. Bu yilanlarin zamanla ölmesi kayalarin içinde fosillesen üçgen seklindeki disleri ada halki tarafindan Aziz Paul'ün Dili olarak adlandirildi ve bulunduklari yerden çikartilarak, üzerlerine altin, gümüs gibi montürler yerlestirildi ve kolye, gerdanlik, küpe gibi esyalar haline sokuldular. Ama bunlarin aslinda yilan dilleri degil, zamanla kayalarda fosillesen köpekbaliklarinin disleri oldugu , çok sonra ortaya çikacakti.

Dis ve Tirnaklardan yapilan Tilsimlar : Genelde ilkel toplumlardaki yerliler tarafindan avlanan hayvanlarin dis ya da pençe ve tirnaklari çok güçlü bir tilsim olarak görülürdü. Buna sebep olarak da hayvanlardaki o müthis gücün, bu tilsimi kullananlara da geçecegine inanilmasiydi. Ayi disleri, bir kaplanin pençesi, bir kurt disi, yaban domuzu ya da fil disi çok ragbet gören, her birinin ayri ayri koruyucu bir güç yüklendigi tilsimlardi. Mesela bir ayi pençesi, dogum sirasinda kadinin en büyük yardimcisi olarak görülürdü. Ya da bir kurt disi bebekleri korkulardan uzaklastirir ve dislerinin agrilarini keser diye bilinirdi. Iskandinav irklarinin bir çogunda kutsal bir hayvan olarak bilinen Boz ayinin pençesi, hayvanda bulunan o büyük gücün ve cesaretin tilsimi tasiyana yansiyacagi anlami tasirdi. Bugün, bir kaplan disi ya da pençesi, kumarbazlarin çok inandiklari bir ugur tilsimidir.

Balik Tilsimlari : Yüzlerce yil Hiristiyan dininin sembolü olan balik, haçin kabul görmesinden sonra bu itibarini yitirerek yerini haça birakmisti. Asirlar sonra, 20. yy' da balik tekrar ortaya çikarak, eski unvanina sahip olmaya basladi. Balik yüzyillar boyunca cinsel bir sembol olarak ve Büyük Tanriçanin üreme organlarini temsil eden bir simge olarak görüldü. Eski çaglarda böyle bilinen balik, Hiristiyan olmayan ülkelerde hala kisirliga ve cinsellige yardimci bir tilsim olarak kullanilmaktadir. Kimileri balik tilsimlari için " seytandan korumasa bile tasiyani cinsel yönden zevk alarak yasamasini saglayacak bir tilsimdir." derler. Balik tilsimlari, Kuzey Afrika ülkelerinin bir kisminda sans getirmeleri ve cinleri, kötü ruhlari uzaklastirsin diye dükkan önlerine asilirlardi.

Yilan Figürlü Tilsimlar : Çeliskilerin hayvani yilan, ayni zamanda da iyi bir koruyucu. Birçogumuzun korktugu, adinin geçmesinin bile insanlari ürperttigi yilan , Çaglar boyunca önemli bir tilsim simgesi olarak kullanilmistir. Yilan seklinde dolanmis yüzükler, yilan figürlü bilezikler ve kolyeler altinla birleserek taki dünyasinda önemli bir yer kaplamislardir. Yilanli tilsimlarin, hastaliklara karsi çok kuvvetli bir tesiri oldugu bilinirdi. Yilani ölümsüzlük sembolü olarak da gören toplumlar vardir. Bugün Tip dünyasi bile bilinen bu ölümsüzlük yakistirmasindan dolayi yilani amblem olarak seçmistir.

Kedi : Bir patisi havada, oturan ve adeta birini çagiran pozda bir kedi düsünün! Iste bu Japonya'nin en gözde uguru olan Neko'dur. Sahibine sans getiren ve kötü talihi uzaklastirir diye bilinen bu kedi tilsimina Japonlar Maneki Neko, yani Çagiran Kedi ismini takmislardir. Bu kedinin kaldirdigi patisi eger sol ise, bu, isyerine müsterileri ve bereketi çagiriyor demektir. Sayet sag patisini kaldiriyor ise, bu da bulundugu eve huzur ve refahi davet ediyor demektir. Bu çagiran kedilerin beyaz renkte olanlari mutlulugu, sari olanlari ise zenginligi isaret eder. Kara kedi de saglik, sihhat çagrisinda bulunur. Ev girisine ya da dükkan vitrinine konulan bu kedi, gününüzün nese içinde geçmesini saglayacaktir. Irili ufakli bir çok boyutlarda bulunan bu kedi tilsimlari, eskilerde tahtadan yapilirlarken, simdilerde çiniden yapilip, geleneksel renklere boyanmaktadir.

Mercan (Kirmizi) : Yüzyillardir tilsim yapiminda kullanilan Kirmizi Mercan' in , tasiyani nazardan, cinlerden, büyü ve delilik gibi hastaliklardan koruduguna inanilirdi. Hormon düzensizligi çeken kadinlarin ve dogumda zorluk çekmek istemeyenlerin üreme organlari yaninda bulundurduklarinda kirmizi mercanin onlara yardim edecegine inanilir. Ayrica kirmizi mercanin bebekleri de koruduguna inanilir. Hatta bebeklerde dis çikmasina bile yardimci oldugu rivayetler arasindadir. Kirmizi mercanin en etkili oldugu kullanim sekli, dogal halidir. Süsü esyasi kullaniminda da kirmizi mercandan kolye, küpe ve yüzük yapilir.

Yunus : Denizciler arsinda pek yaygindir. Deniz kazalari ve denizden gelecek tehlikelere karsi denizcileri koruduguna inanilir.
istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-17-2009, 09:35 PM   #5
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart Tilsim örnekleri



Tılsım Örnekleri #1

El-Bunî'nin "Nuranî" isimler dediği kelimelerle yapılmış tılsım-muskalarına örnekler:

"Tıhtıf halışkathud hilşıkthur bahif tayhup hin Lahştaf ifar kelşi li ismini fe ecabe küllü hayyin Lidavetihi tırfıkış hışrat veytaş küllü şeyin hilnali'eşllimut hutşuhış..."

"Beheltif seltığ azmatun atvan hekeş bukaş hiyuruş, behliyur alarkiyaz hıyırş yanış alşık alşkum mihranş başılhıt burunkus..."

Bazı muskalar ve tılsımlar da bir takım şekil, işaret, yazı ve rakamlarla yapılmıştır. İşte onlardan da birkaç örnek:

Büyük işler başarma tılsımı:


Düşmanı öldürmek için yapılan tılsım:


Bu kare şeklindeki "Vakfı şerifi bir çocuk veya büyük adam üzerinde taşırsa, veya bir evin kapısı üzerine konulursa çiçek hastalığına yakalanılmazmış:



Bir kimse aşağıdaki şifreyi bir yere yazsa ve üzerine de "Ya Allah, Ya Hakim, Ya Adl, Ya Settar, Ya Kayyum", duasını 278 veya 518 defa okursa veya bir yere yazıp üzerinde taşırsa, Cenab-ı Hak o kimseyi her türlü tehlikeden korur. Her dileğini de yerine getirirmiş:



"Tılsımcılar, mal ve mülkün tılsım-muska ile her türlü âfet ve kazalardan korunacağını da telkin ediyorlar. "Seyyid" Süleyman el-Hüseynî şöyle diyor:
"Bu vakfı şerifi (tılsımı), bir kağıt üzerine yazıp, herhangi bir şeyin üzerine konulursa Cenab-ı Allah onu hıfz ve sıyanet buyurur." Tılsımın şekli şudur:
istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-17-2009, 09:39 PM   #6
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart Hayvansal Tılsımlar




Akrep: Kötülüklerden ve düsmanlardan koruduguna inanilir.

Ari: Dogurganlik,mutluluk, refah ve akli temsil eder.

Aslan: Saglikli bir yasam, bol para, basari, güç ve cesaretin sembolüdür.

Ayi: Kadinlarda agrisiz, sancisiz dogumun gerçeklesmesine yardimci olur.

Balik Tilsimlari: Yüzlerce yil Hiristiyan dininin sembolü olan balik, haçin kabul görmesinden sonra bu itibarini yitirerek yerini haça birakmisti. Asirlar sonra, 20. yy' da balik tekrar ortaya çikarak, eski unvanina sahip olmaya basladi. Balik yüzyillar boyunca cinsel bir sembol olarak ve Büyük Tanriçanin üreme organlarini temsil eden bir simge olarak görüldü. Eski çaglarda böyle bilinen balik, Hiristiyan olmayan ülkelerde hala kisirliga ve cinsellige yardimci bir tilsim olarak kullanilmaktadir. Kimileri balik tilsimlari için " seytandan korumasa bile tasiyani cinsel yönden zevk alarak yasamasini saglayacak bir tilsimdir." derler. Balik tilsimlari, Kuzey Afrika ülkelerinin bir kisminda sans getirmeleri ve cinleri, kötü ruhlari uzaklastirsin diye dükkan önlerine asilirlardi.

Baykuslu Tilsimlar: Kem gözlere karsi en iyi koruyucunun yine bir baska göz oldugu varsayimiyla tasarlanan baykus seklindeki tilsimlar, en çok küçük bir Akdeniz adasi olan Minorka'da kullanilmaktadir. En dikkat çekici özelligi gözlerin oldugu bu baykus seklindeki koruyucu tilsim, camdan veya metalden yapilir. Bugün bile hala popülerligini koruyan baykus tilsimlarinin, Minorka'da evleri de büyük felaketlerden koruduguna inanilir. Baykusun ugursuz bir hayvan olarak bilinmesi, bu tilsimin pek fazla ragbet görmemesine yol açan en önemli etken olarak deger kazanir. Onun koruyucu rolü, pek çoklarina göre evrensel degildir. Çünkü o, gecenin seytani yaratigi olarak bilinir.

Boga: Cinsel iktidarsizliga karsi kullanilir. Sevismeden önce yatagin altina konuldugu bilinir.

Bokböcegi: Kadim Misir'in bu kutsal böcegi. Günümüz dünyasinin bile en geçerli tilsimlarindan biridir. Misirlilar onun yaratilis, erkekligin tartisilmaz gücü, üreme, bilgelik, reankarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeslestirirler. Bokböcegi tilsimi hemen hemen dört bin yillik bir faal yasam süresi gösteren ve dünyadaki tilsimlarin içinde en uzun bir geçmise sahip olanidir. Bugün bokböcegi simgeli yüzük, küpe ve broslar hala hazir kullanilmaktadir. Misir'da hala bokböcegi tilsimlari ugur olarak satilmaktadir.

Boynuz: Boynuzlar bugüne kadar birçok toplumda kah üzerinde tasimak, kah bir yere asmak suretiyle yaygin olarak kullanilan tilsimlardandir. Boganin iriligi, vahsiligi gücü temsil ederken, çiftlesmesi dogurganligi, çifte kosulmasi da bereketi temsil ettigi inanci onu bir tanriya dönüstürür ve Antik çag toplumlari için bu durum ideal bir koruyuculuk timsali teskil eder. Bir damina asilan ya da duvarina yerlestirilen bir boynuz o evin koruma altinda oldugu inancini insanlara asilar. Bugün altin ve gümüsten yapilan küçük ve tek bir boynuz bir zincirin ucunda boyuna asilir ve cinsel iktidar sembolü olarak kabul edilir

Çekirge: Bilhassa çiftçilikle ugrasanlar için bol ürün ve bol kazanç demektir.

Deniz kabuklari: Bilinen koruyucu tilsimlarin en eskisi olan deniz kabuklarinin 20 bin yil öncelerine dayanan bir tarihi vardir. Deniz kabuklari dünyanin bir çok yerinde tilsim olarak kullanildiklari gibi, süs esyasi olarak da çok yaygindirlar. Deniz kabuklarini eskiden beri bir çok seyle iliskilendiren insanoglu, onu hem nazara karsi koruyucu olarak, hem de dogurganligi temsil edici olarak kullanmislardir. Onlarin yumurta biçimli sekilleri gözü hatirlattigindan, cesetlerin göz yuvalarina yerlestirilirdi. Bunda amaç, ölünün öte dünyayi çürümeyen gözlerle görmesini saglamakti. Bu çok yaygin bir gelenek olarak bilinir. Deniz kabugunun kadin cinsel organina benzetilen yarik kismindan dolayi,bazi eski metinler onu disi yasam kapisi olarak adlandirir. O güçlü bir dogurganlik sembolü olarak ve de bir tilsim olarak, dogum sancilari ve kisirliga karsi kullanilirdi. Kimi Asya ve Afrika ülkelerinde deniz kabuklari hayvanlarin kosum aksesuarlarina takilarak onlari nazardan korumak için de kullanilmistir. Deniz kabuklarinin taki olarak kullanilmasindan sonra, bunlarin altin ve gümüsten olan taklitleri de yapilarak çok güzel birer süs esyasi olarak günümüzde de kullanilmaktadir. Bunlarin mavi sirli topraktan, akik ve kuvarstan da yapilanlari mevcuttur.

Dis ve Tirnaklardan yapilan Tilsimlar: Genelde ilkel toplumlardaki yerliler tarafindan avlanan hayvanlarin dis ya da pençe ve tirnaklari çok güçlü bir tilsim olarak görülürdü. Buna sebep olarak da hayvanlardaki o müthis gücün, bu tilsimi kullananlara da geçecegine inanilmasiydi. Ayi disleri, bir kaplanin pençesi, bir kurt disi, yaban domuzu ya da fil disi çok ragbet gören, her birinin ayri ayri koruyucu bir güç yüklendigi tilsimlardi. Mesela bir ayi pençesi, dogum sirasinda kadinin en büyük yardimcisi olarak görülürdü. Ya da bir kurt disi bebekleri korkulardan uzaklastirir ve dislerinin agrilarini keser diye bilinirdi. Iskandinav irklarinin bir çogunda kutsal bir hayvan olarak bilinen Boz ayinin pençesi, hayvanda bulunan o büyük gücün ve cesaretin tilsimi tasiyana yansiyacagi anlami tasirdi. Bugün, bir kaplan disi ya da pençesi, kumarbazlarin çok inandiklari bir ugur tilsimidir.

Geyik: Cinsellik sembolü olarak kabul edilir, kisirliga iyi geldigi söylenir.

Güvercin: Kutsalligin ve barisin sembolüdür, ayni zamanda yangin yildirim ve sevgisizlige karsi da kullanilir.

Kaplumbaga: Ani gelebilecek ölümlere, cehaletten, acele kararlardan ve zaaflardan korunmak için kullanilir. Efsanelerde ise, ebedi yasam sembolü , gücün ve aklin simgesidir.

Keçi: Kisirliga ve cinsel iktidarsizliga karsi kullanilir.

Kedi: Bir patisi havada, oturan ve adeta birini çagiran pozda bir kedi düsünün! Iste bu Japonya'nin en gözde uguru olan Neko'dur. Sahibine sans getiren ve kötü talihi uzaklastirir diye bilinen bu kedi tilsimina Japonlar Maneki Neko, yani Çagiran Kedi ismini takmislardir. Bu kedinin kaldirdigi patisi eger sol ise, bu, isyerine müsterileri ve bereketi çagiriyor demektir. Sayet sag patisini kaldiriyor ise, bu da bulundugu eve huzur ve refahi davet ediyor demektir. Bu çagiran kedilerin beyaz renkte olanlari mutlulugu, sari olanlari ise zenginligi isaret eder. Kara kedi de saglik, sihhat çagrisinda bulunur. Ev girisine ya da dükkan vitrinine konulan bu kedi, gününüzün nese içinde geçmesini saglayacaktir. Irili ufakli bir çok boyutlarda bulunan bu kedi tilsimlari, eskilerde tahtadan yapilirlarken, simdilerde çiniden yapilip, geleneksel renklere boyanmaktadir.

Kirlangiç: Sans ve mutluluk getirdigine inanilir.

Koç: Dogurganlik ve güç sembolü olarak kullanilir.

Köpekbaligi Disi (Aziz Paul'ün Dili): Kökeni Ortaçaglara dayanan ve günümüzde bile hem süs esyasi hem de koruyucu olarak kullanilabilen bir tilsim olan Köpekbaligi disi ya da Aziz Paul'ün Dilinin, bir çok korumayi gerçeklestirdigine inanilirdi. Bu tilsimin bu adi almasindaki nedene gelince ; Siddetli bir firtinada gemisi küçük bir adaya sürüklenen Aziz Paul, karaya çikinca bir yilanin isirmasina maruz kalir. O da buna tepki olarak o adayi kutsadi ve yilanlarina lanet okudu. O anda adadaki tüm yilanlar zehirlerini kaybettiler ve zararsiz birer hayvan oldular. Bu yilanlarin zamanla ölmesi kayalarin içinde fosillesen üçgen seklindeki disleri ada halki tarafindan Aziz Paul'ün Dili olarak adlandirildi ve bulunduklari yerden çikartilarak, üzerlerine altin, gümüs gibi montürler yerlestirildi ve kolye, gerdanlik, küpe gibi esyalar haline sokuldular. Ama bunlarin aslinda yilan dilleri degil, zamanla kayalarda fosillesen köpekbaliklarinin disleri oldugu , çok sonra ortaya çikacakti.

Kuzu: Takana koruma yapar ve kisirligi önleyerek huzur saglar. Bir zamanlar o da balik gibi Hiristiyanligin sembolü olarak kabul edilmistir.

Mercan (Kirmizi): Yüzyillardir tilsim yapiminda kullanilan Kirmizi Mercan' in , tasiyani nazardan, cinlerden, büyü ve delilik gibi hastaliklardan koruduguna inanilirdi. Hormon düzensizligi çeken kadinlarin ve dogumda zorluk çekmek istemeyenlerin üreme organlari yaninda bulundurduklarinda kirmizi mercanin onlara yardim edecegine inanilir. Ayrica kirmizi mercanin bebekleri de koruduguna inanilir. Hatta bebeklerde dis çikmasina bile yardimci oldugu rivayetler arasindadir. Kirmizi mercanin en etkili oldugu kullanim sekli, dogal halidir. Süsü esyasi kullaniminda da kirmizi mercandan kolye, küpe ve yüzük yapilir.

Tavsan Ayagi: Ilginç bir tilsim daha. Hem de en popüler tilsimlardan biri. 20.yy'in baslarinda bu söhreti yakalayan tavsan ayagi tilsimi için bir çok yerde bir dolu rivayetler üretilmistir. Kimi "tavsanin ayagi ugurlu olsaydi, tavsana da ugur getirirdi, bakin simdi o üç ayakli bir tavsan" dedi, kimi hayvan haklarindan bahsetti ve bunun bir katliam oldugunu savundu, kimi de onun uguruna yürekten baglandi ve onu en ugurlu uguru saydi. Ama var olan bir gerçek, tavsan ayaginin bir tilsim olarak kullaniliyor olmasiydi. Tilsim kaybetmek ugursuzluk sayilir ama, tavsan ayagi tilsimini kaybetmek kimilerine göre ölüm, zamansiz bir felaket, kimilerine göre de çok büyük bir sanssizlik olarak algilanirdi.

Tüy: Is yasaminda refah ve bol kazanç getirdigine inanilir.

Yilan Figürlü Tilsimlar: Çeliskilerin hayvani yilan, ayni zamanda da iyi bir koruyucu. Birçogumuzun korktugu, adinin geçmesinin bile insanlari ürperttigi yilan , Çaglar boyunca önemli bir tilsim simgesi olarak kullanilmistir. Yilan seklinde dolanmis yüzükler, yilan figürlü bilezikler ve kolyeler altinla birleserek taki dünyasinda önemli bir yer kaplamislardir. Yilanli tilsimlarin, hastaliklara karsi çok kuvvetli bir tesiri oldugu bilinirdi. Yilani ölümsüzlük sembolü olarak da gören toplumlar vardir. Bugün Tip dünyasi bile bilinen bu ölümsüzlük yakistirmasindan dolayi yilani amblem olarak seçmistir.

Yumurta: Dogurganlik sembolü olarak bilinir. Renkli tas yumurtalar evlerde sikça bulunur.

Yunus: Denizciler arsinda pek yaygindir. Deniz kazalari ve denizden gelecek tehlikelere karsi denizcileri koruduguna inanilir.
istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-17-2009, 09:42 PM   #7
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart Bitkisel Tilsimlar



Bitkisel Tılsımlar

Günümüz dünyasında sağlıklı beslenmenin tek yolu olan bitkiler, eski çağlardan bu yana koruyucu olarak da kullanılmışlardır. Bunların kimi doğal hallerinde muhafaza edilerek kullanılmışlar, kimileri kurutulup öyle kullanılmışlar, kimileri ise değerli bir madene kopya edilerek koruyucu güçlerinden fayda sağlanmışlardır. Doğal hallerinde bitkileri saklamak, soldukları ve bozulabildikleri için sık sık değiştirilmelerini gerektirse de halk arasında pek sık kullanılan bir yöntemdir.

Abanoz Ağacı : O filmlerde gördüğümüz, yazılarda okuduğumuz sihirbaz değneklerinin işlevlerini iyi yapabilmesi için mutlak abanoz ağacından yapılması inancı bugün bile gündemdeki yerini korumaktadır. Koruyucu bir etkisi olduğu bilinen abanoz ağacının tahtasından yapılan tılsımlar, bugün en revaçta olan tılsımlardır. Nazarlık ve muska olarak yapılan bu tılsımların kişileri kötü ruhlardan ve kem gözlerden koruduğuna inanılır.

Defne : Defne ağacı, bulunduğu yere bereket getiren bir ağaç olarak bilinir. Onun bulunduğu yere hastalık ve kötü cinler giremez inancı pek yaygındır. Eski Yunan ve Roma' da taçlar defne dalları ve yapraklarıyla süslenir, mitoloji de ise defnenin yıldırımsavar bir gücü olduğuna inanılırdı. Hatta bu inanış o kadar geçerlilik kazandı ki, günümüzde bile ev girişlerinin iki yanına dikilen defne ağaçları hem evi kötü ruhlardan hem de yıldırımlara karşı koruyarak adeta bir paratoner vazifesi görmesi sağlandı.

Fesleğen : Hintlilerin kutsal bitkisi fesleğen, Tanrı Vişnu ve Krişna' ya adanmış bir bitkidir. Doğum sırasında kadına yardımcı olduğuna inanılırdı. Sahibini sancılardan ve ağrılı hastalıklardan koruduğu da inanışlar arasındadır. Akdeniz' ülkelerinin bazılarında ise fesleğen, evdeki bakire kızın koruyucusuydu. Şayet evdeki bakire kız evlenme çağına gelmişse, fesleğen saksısıyla birlikte camın önüne konur ve evdeki kızın artık evlenmeye hazır olduğu bu, koruyucu bitkisi olan fesleğenle ilan edilirdi.

Kehribar : Görenin taş ya da kaya cinsi sandığı kehribar, aslında çam ağacının fosilleşmiş reçinesidir. Bugün kullanılan kehribarın, yüzyıllar öncesine dayanan bir geçmişi ve takana sirayet eden özel güçleri vardır. Kehribar tılsımları, takana hem hem kötü talihi yenmesi açısından, hem de iyi şansı çekmesi açısından çok yararlıdır. Kehribar boncuklarından yapılmış bir kolyenin, kişiyi zehirlenmelere karşı koruduğu bilinen yönlerinden biridir. Kehribarın erkek penisi şeklinde yontulup, tılsım olarak kullanılmasının da nazara ve kötü ruhlara karşı çok etkili olduğu inancı, 1900' lerin başında çok yaygındı. Çeşitli hayvan motiflerinde işlenen kehribarların da erkeklerin cinsel iktidarlarını kazanmasına , kadınların da doğurganlıklarını arttırmasına yardımcı olduğu bilinirdi. Kehribar, doğal hali bozulmadan boyuna asıldığı zaman guatr hastalığına da iyi gelmektedir. Kişinin bu tedavi sırasında üç ay kehribarı boynundan hiç çıkarmaması gerekmektedir.

Kekik : Kekik bitkisi, yemeklere lezzet katan tadının yanı sıra da önemli bir koruyucu olarak bilinir. Bir kekik dalını yanında taşıyan kişi, korkularından, hastalıklarından ve karabasanlardan kurtulur. Saçına bir kekik dalı takan kadının aşkta şanslı olacağına inanılır. Kekik, insanların enerji eksikliklerini tamamladığı gibi, psişik güçlerini de güçlendirir.

Kına : Kına bugün bile kullanılan hem uğur, hem de koruyucu nitelikleri olduğuna inanılan bir bitkidir. Düğünden bir gece evvel, kına geceleri düzenlenmesi, Türkiye'de olduğu kadar bir çok değişik Ortadoğu ve Asya ülkelerinde de yapılmaktadır. Kimi yerlerde bu kına gecelerine yalnızca kadınlar katılır ve gelinin ellerine sürülen kına bir bezle bağlanarak ertesi gün açılır. Bu uzun bir müddet elden çıkmaz. Bunda amaç, düğüne gelebilecek nazarın ve şeytani güçlerin saldırılarını etkisiz hale getirmektir. Bu gelenek Anadolu' muzda yıllardır özelliklerinden hiç bir şey kaybetmeden uygulanmaktadır.

Meşe Palamutu : Meşe ağacı yüzyıllardır kutsal bir ağaç olarak bilinir. Bunun meyvesi olan meşe palamutu da bu sebepten dolayı özel güçlere sahip olarak bilinir. Meşe palamudundan yapılan koruyucu tılsımların, kolera gibi hastalıklara iyi geldiği bilinmekte, inanılmaktaydı. Meşe ağacının uzun olan ömrünün, insanlara yansıyacağı düşüncesiyle uzun yaşamı da temsil ettiği bilinir. Üzerinde bir meşe palamutu taşıyanın hiç yaşlanmayacağına inanılırdı.

Sarı Kantaron : Bir adı da Aziz John Kökü olarak bilinen Sarı Kantaron, kötü ruhları, kötü güçleri kovmak için kullanılan en etkili bitki olarak bilinir. Eski Roma' da bu bitkiye "Şeytan Kaçıran" denirdi. Sarı kantaronu, dalınla birlikte evin bir köşesine asmak, o evin ve sakinlerinin tılsımlı ve güçlü bir korumaya sahip olacaklarını ve evden içeri hiçbir kötü ruhun girmeyeceği anlamına gelirdi. Bundan başka sarı kantaronun evi yıldırımlardan ve ölümden de koruduğuna inanılırdı. Bu bitkiyi evlerde en çok asılı olarak Aziz John' un 24 Haziran' da ki yortusu sırasında görebilirsiniz. Bitkinin bir cinsinin yaprakları ışığa doğru tutulduğunda, üzerinde kırmızı lekeler görülür. Bu da Aziz John' un kafası kesildiği sırada kanının bitkinin yaprakları üzerine düşerek bıraktığı lekeler olarak yorumlanır. Sarı kantarona Aziz John Kökü denmesinin sebebi de bu rivayete dayanmaktadır.

Sarmısak : Çok eskilere dayanan koruyucu etkisi sarmısağı bitkiler içinde en etkili bir bitki tılsımı haline getirmiştir. Bilimsel olarak faydalarının arasına her gün bir yenisi eklenen sarmısak, eskiden vampirlere karşı korunma olarak kullanılırdı. İnsanlar evlerine sarmısaklar asarak bu kan emicilerden korunacaklarına , sarımsağın kokusunun vampirleri eve sokmayacağına inanırlardı. Hatta durum çok vahimse, sarmısağı boyunlarına bağlayıp öyle yatarlardı. Öte yandan sarmısak huysuz bebeklerin, gece rahat uyumaları için yatağın altına konurdu ve bebeklerin sakinleşmesi sağlanırdı. Ortaçağlarda sarmısak, savaşlarda yaralanmalara karşı da kullanılmış ve savaşanları koruduğuna inanılmıştı. Denizciler kötü hava şartlarına ve deniz kazalarına karşı da sarmısak kullanırlardı.

Üvez Ağacı : Keltler in Minerva' sı , Gaul ülkesinin sanatçılara ve zanaatkarlara ilham veren Tanrıçası Brigit' in kutsal ağacı olarak mitoloji de bile kendisine yer bulan üvez ağacının, kötü büyüleri bozduğuna inanılırdı. Öyle ki ; bir vampirin göğsüne çakılacak kazığın, amacına ulaşabilmesi için, üvez ağacından yapılmış olması gerekir derler. Bir bahçe içine ekilen üvez ağacı, bulunduğu bahçeyi, evi ve içindekileri şanssızlıklardan korur, iyi talihin gelmesini sağlarmış. Gemilerde fırtınaya, evlerde yıldırım düşmesine karşı kullanılan üvez ağacı, muska olarak da iki dal parçası kırmızı bir kurdelaya bağlanarak taşınırdı.

Yoncalar : En çok revaçta olan uğur simgesi olarak bilinen yoncaların, en makbulü dört yapraklı yoncadır. Üç yapraklı yoncanın da uğurlu sayıldığı yerler vardır, örneğin İrlanda gibi. Ama dört yapraklısı daha nadir bulunduğu için, üç yapraklıya nazaran güçlerinin daha fazla olduğu düşüncesi yaygındır. Dört yapraklı yoncanın inanılan tılsımlı güçleri arasında kötü büyüden korunma, inanç sağlamlığı, denge, birlik ve bütünlük sembolü olma özelliklerini sayabiliriz. Yoncaların dörtten fazla yapraklılarına da rastlamak mümkün. Yaprak adetlerine göre her birinin ayrı ayrı anlamları bulunur. Mesela, beş yapraklı yonca zenginliği işaret ederken, altı yapraklısı aşkı, yedi yapraklı olanı ise kötülüklere karşı korunmayı belirtir.
istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-17-2009, 10:17 PM   #8
istihkam
Guest
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 1.521
Tecrübe Puanı: 0
istihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond reputeistihkam has a reputation beyond repute
Standart Sihir Bozmak İçin

istihkam isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Alt 01-18-2009, 12:38 AM   #9
DAYI
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

selamünaleyküm allahın selamını verelimki bize tılsım işlemesin usta sende hocalık varmı ya ne bu döktürmüşün maşallah
  Alıntı ile Cevapla

Alt 03-08-2009, 01:24 AM   #10
knight
Tecrübeli Üye
 
knight - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 291
Tecrübe Puanı: 11016
knight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond reputeknight has a reputation beyond repute
Standart

vay be neler neler varya özellikle hayvansal tılsımlar genellikle cinsellik üzerine yapılmış Allah sığınmak en güzeli ne güzel dualarımız var değilmi arkadaşlar Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun arkadaşlar...
knight isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
Yok


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı



WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:17 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.