Konu: Kilis
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-18-2008, 07:36 PM   #1
hira_pc
Administrators
 
hira_pc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 1.482
Tecrübe Puanı: 10
hira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond reputehira_pc has a reputation beyond repute
Standart Kilis

Kilis Tarihi

Kilis tarihi deyince akla ilk gelen kaynak, Evliya Çelebi’ nin seyahatnamesidir. En gerçek belge kabul edilebileceğimiz bu eserde Kilis hakkında şu bilgilere rastlıyoruz; Kilis Halep’ in batısındadır, bir kalesi vardır.( Bugün belirtilen bu kaleden en ufak bir ize rastlamıyoruz.) Kilis ve Azez sancak olup, Valide Sultan’ ın hasıdır. Yine Evliya Çelebi eserinden, şehrin dört tarafı kale şeklinde yüksek duvarlarla çevrili olduğunu yazar, bu duvarlar kerpiçten yapılmıştır.
Şehre sekiz kapıdan girilir. Bu kapılar demirli değildir. Kalenin önünde hendekler yoktur. Şehrin (5) beş mahalle, (4.660) dörbinaltıyüzaltmış evden ibaret olup, nüfusunun 24.000 olduğunu yazar. Bu bilgilerin 1648 yılında yazıldığını düşünecek olursak Kilis’ in çok eski bir yerleşim ve büyük bir şehir olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Canbolatoğlu Camiinden övgü ile söz edilerek bunun güzellik ve ihtişamda Arabistan’ da ki benzerliklerinden geri kalmadığını yazar. Sonra diğer camilerden övgü ile söz edip Han ve hamamların özelliklerini yazar.


Kilis İ.Ö. 1460 yıllarında Halep krallığına bağlıydı. Hitit imparatorluk döneminin başlamasıyla Hitit etkisine girdi. M. Ö 356 da Makedonya'dan yola çıkan büyük İskender kuzey batıdan güney doğuya doğru bütün Anadolu topraklarını işgal ederek İskenderun körfezine dayanarak İskenderun'u kurup Kilis üzerinden mısıra doğru yoluna devam etmiştir.
M. Ö. 323 yılında İskender'in ölümüyle imparatorluk 3 general arasında paylaşıldığında Kilis ve çevresi Selefki'nin egemenliği altına girmiş ve 227 yıl Selefkiler devletinin egemenliği altında kalmıştır. Türklerin bölgeye gelişi 8. yy da başlar. Harun Reşit El-Mehdi döneminde Orta Asya'dan koparak islamiyeti kabul eden horasanlı oğuz boyları gruplar halinde Abbasilerin hizmetine girmeye başlarlar. Kentin bugün bulunduğu yerde Kilis adıyla gelişmesi Mısır-Türk kölemen devleti zamanında yani 1250 li yıllarda başlamıştır. Osmanlı devleti topraklarına yavuz sultan selim tarafından 23 Ağustos 1516 da Mercidabık köyü civarında yapılan ve aynı adla anılan savaş sonucunda katılan Kilis bu dönemde Halep eyaletine bağlı bir sancaktı. Kilis Mondros mütarekesiyle aralık 1918 de önce İngilizler daha sonrada Fransızlar tarafından işgal edilir. Bölgedeki Ermeniler Fransızlarla birleşerek Kilislilere zor günler yaşatırlar. Tüm yurtta seferberliğin başlamasıyla Kilis'te kurulan Kilis Kuva-i Milliyesi düşmanlarla kahramanca çarpışarak 6 aralım 1921 de kendi kurtuluşunu kendi kazanır ve Gaziantep e yardıma gider. Kilis 1927 yılında G.antep il olunca G.antep'e bağlı bir ilçe olmuştur.Ve 6 haziran 1995 tarihinde de il statüsüne kavuşmuştur



TARİHİ YERLERİ VE ESERLERİ
Binlerce yıldan beri konulup göçülen,ekilip biçilen yerlerden olan Kilis ilimiz; tarihi zenginliklere ve kültürel potansiyele sahip nadide bir sınır kentidir. Her beş altı kilometre de bir höyüğe (tümülüs) rastlanan, kültür deposu Kilis'imizde yapılan kazılarda karşımıza değişik çağlardan ve medeniyetlerden (Asur, Fenike, Hitit, Roma, Bizans vb.) tarihi eserler ve mezarlar çıkmaktadır.

M.Ö.l 700 yıllarında Kilis, Hitit devletinin "önemli bir kentiydi. Bu medeniyetin ardından Asur, Roma ve Bizans medeniyetlerinin hüküm sürdüğünü görüyoruz. Kilis'in İslam medeniyeti altına girmesi Hz.Ömer zamanına (636) rastlar. Bu zengin medeniyetlerle harmanlanan Kilis bölgesi, Yavuz Sultan Selim'in Merc-i Dabık Zaferi sonucu Osmanlılar'a katılmıştır. Defter-i Hümayun'a göre Kilis emval ve nüfus bakımından Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli kentlerinden birisidir.
Kaleleriyle (Ravanda Kalesi, Res’ ul-Osman Kalesi), camii ve mescidleriyle (Tekye Camii, Kadı Camii, Murtaza Camii, Tekke Türbesi, Ulu Camii vb.)türbeleriyle (Şurhabil Makamı ve Zaviyesi, Tekke Türbesi, Canbolat Türbesi vb.) hamamlarıya(Hoca Hamamı, Paşa Hamamı, Eski Hamam vb.), hanları-kervansaraylarıyla, tekkeleri, çeşmeleriyle, kastelleriyle, konakları ile ve daha birçok muhtelif tarihi binalarıyla geniş tarihi ve kültürel dolu Kilis ilimiz, gelen turistlerin hayranlık duyguları cezp etmektedir.


Ravanda Kalesi :
Kale Kilis’ in 24 km. kuzeyinde bulunan Polateli ilçesine bağlı Ravanda Köyü’ nün yanındadır. Etrafı açık, ufuklara hakim bir dağın sivri tepesine kurulmuştur. Dağın eteğinden Afrin Çayı geçmektedir. Dağın tepesi oyulmak suretiyle yapılan kalenin bugün ayakta kalan kısmı, iç kalededir. Dış kale duvarlarını sadece bazı yerlerinde döküntüler ve temeller kalmıştır. İç kalenin kapı genişliği 2.20 m.’ Dir. Yüksekliği ise 3.10 m.’ dir.
Kapını solunda bulunan ancak daha sonra kaybolan kitabeden Türkçe okunuşu şöyledir:
“Eyyüb oğlu Melik-ün-Nasr Yusuf, Allah, mülkünü (yurdunu)( muhallad etsin.” Bu, büyük İslam kahramanı Eyyubi Devleti’ nin kurucusu En-Nasr Selahaddin Yusuf’ tur. Bu melik M.1236-1260 yılları arasında bölgede hükümdarlık yapmış, M.1261 yılında Moğol istilası sırasında öldürülmüştür. Yavuz Sultan Selim Suriye’ yi feth ettiği zaman M.1517 yıllarında Ravanda Halep’ e bağlıydı. Başkanlık arşivinde 146 numaralı kayıtlı Kanuni zamanında M.1527 tarihindeyani bunların Osmanlı sınırları içinde geçmesinden yaklaşık 11 sene sonra tutulan bir defterden Ravan’ nın Halep’ e bağlı bir kaza olduğu anlaşılmaktadır.


Ravanda Kalesi'nin Görünümü



Cüneyne Cami

Kaleleriyle (Ravanda Kalesi, Res'ul-Osman Kalesi...),camii ve mescitleriyle (Tekye Camii ,Kadı Camii, Murtaza Camii,Ulu Camii, Muallak Camii...),türbeleriyle (Şurahbil Makamı ve Zaviyesi , Tekke türbesi, Canbolat türbesi, Şeyh Muhammed Ensari türbesi...), hamamlarıyla (Hoca hamamı, Paşa hamamı,Toğlu hamaml...), hanları-kervansaraylarıyla, tekkeleri, çeşme ve kastelleriyle ve daha birçok muhtelif tarihi binalarıyla geniş tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu Kilis ilimiz, gelen turistlerin hayranlık duygularını cezbetmektedir.

Cüneyne Cami

Kilis ilimiz tarihiyle, ekonomisiyle, kültürel eserlerinin zenginliğiyle, zengin bitki örtüsü ve tabiat güzellikleriyle, ince mimari dokusu ile müstesna bir serhat ilidir. Bütün bu özellikler Kilis halkının çalışkan ve konuksever tabiatıyla birleştiğinde; Kilis ilimizin zengin bir kültür ve turizm merkezi olmayı hakkettiği sonucunu çıkanyoruz

ÖNEMLİ YERLER

Kilis kentinin kuzeybatısında yer alan Kuzuini (eskiden Kuzeyne) Köyü, iç ve dış kale kalıntıları, Hitit, Roma, Bizansve Araplara ait yapı kalıntılarıyla bir açık hava müzesi görünümündedir. Kilis Ulucamisi, Akcurun Camisi, Canbolat Bey Camisi, Şeyh Camisi, Şeyhler Camisi, Hindioğlu Camisi, Çalık Camisi, Cüneyde Camisi, Kadı Camisi, Mevlevihane, Şeyh Abdullah Efendi Tekkesi, Canbolat ve Şeyh Abdullah Efendi Türbeleri, Baytaz Hanı, Hoca Hamamı, Eski Hamam, Paşa Hamamı, Çukur Hamam olarak da bilinen Hasan Bey Hamamı, Tuğlu Hamamı, Kurdağa Çeşmesi, İpşir Paşa Çeşmesi, Fellah Çeşmesi, Haffaf (Kavaf) Çeşmesi ve Küçük Çarşı Çeşmesi'dir.
hira_pc isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Facebook'ta Paylaş