Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-18-2011, 04:29 PM   #3
tarıkziyad
Tecrübeli Üye
 
tarıkziyad - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2010
Mesajlar: 916
Tecrübe Puanı: 271014
tarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond reputetarıkziyad has a reputation beyond repute
Standart Maya kehanetlerİ

Maya Kehanetleri'ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli.

2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak, bu dönemde içinde
yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak.

Mayalar'ın kriptoyu andıran tabletlerinde dünyanın son çağına gireceği ancak
bunun büyük bir tufandan sonra olacağı yazılı.

Büyük tufanla gelecek olan yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre
iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz.



Mayalar'ın kehanetlerle dolu takvimi kendi sonlarını da ayrıntılı bir
şekilde anlatıyordu. Mayalar'ın bu öngörüsüne, modern insan sadece 12 yıl
önce bilimsel açıklama getirebildi.


Maya Uzmanı Astrofizikçi Cotterell, "Vatico Latin Kitabesi"ne göre
Aztekler'in Mayalar'dan farklı olarak daha önce yaşanılan dört çağı farklı
ezoterik (gizli öğreticilik) ve sembolik üsluplarla anlattığını söylüyor.
Üstelik Cotterell bu çağlarda adı geçen tanrıları Yazıt Tapınağı'ndaki
mezarların üstündeki "Palanque Kapağı"nda da keşfetmeyi başardı. Bu çağlara
ilişkin bilgilerin ayrıntıları şöyle;


* Birinci Güneş Çağı: (Matlactili) 4008 yıl süren bu çağda yaşayanlar
mısırla beslenen devlerdi. Güneş, su tarafından yok edilmişti. İnsanlar
balıklara dönüştürülmüştü. Bazıları bu afetten sadece Nene ve Tata adında
bir çiftin, su kenarında yaşayan bir ağaç tarafından kaçırılıp
kurtarıldıklarına inanmıştı. Diğerleri ise, sular çekilinceye kadar bir
mağaranın içine saklanarak kurtulan yedi çift olduğunu savundu. Bu çağda
hüküm süren tanrıça Tlaloc'un karısı (Yeşim Etekli Tanrıça)
Chalchiuhtlicue'dir.

MAYMUN İNSANLAR

* İkinci Güneş Çağı: (Ehecatl) 4010 yıl süren bu çağda yaşayanlar Acotzintli
diye bilinen yabani bir meyve yiyerek besleniyorlardı. "Güneş Ehecatl"
(Rüzgâr Güneşi) tarafından yok edilmişti. İnsanlar maymuna çevrilmiş,
ağaçlara tutunmak suretiyle hayatta kalabilmiştir. Bir kadın ve bir adam,
bir kayanın üzerinde durarakyıkımdan kurtulmuşlardı. Bu çağa "Altın Çağ"
denir ve "Rüzgâr Tanrısı" hüküm sürerdi.



* Üçüncü Güneş Çağı: (Tleyquiyahuillo) 4081 yıl süren bu çağda insanlar
"İkinci Güneş"ten kurtulanların torunlarıdır. Tzincoacoc adlı bir meyve
yiyerek beslenen bu insanların yaşadığı dünya, Chicunahui Ollin günü denilen
yangınla yok oldu. Bu çağa "Tzonchichiltic" (Kırmızı Kafa) adı verilmiştir
ve "Ateş Tanrısı" tarafından yönetildiğine inanılırdı.

* Dördüncü Güneş Çağı: (Tzontlilac) 5026 yıl önce başladı. Tula'nın
kurulduğu bu çağa Tzontlilac (Siyah Saç) adı verilir. İnsanlar kan ve ateş
yağmuru sonrasında açlıktan ölmüşlerdir.


MAYALAR'IN ÇÖKÜŞÜ

Maya uzmanlarından Brooks, Mayalar'ın çöküşünü, M.S. 600 ve 1100 yılları
arasında tropikal enlemlerde baş gösteren iklimsel nemliliğin değişimine
bağladı. 10 derece ve 20 derece Kuzey enlem bölgelerinin, sert iklim
dalgaları bakımından oldukça hassas olduğu bugüne kadar pek çok araştırmacı
tarafından dile getirildi. Harvard Üniversitesi araştırmacılarından Sheret S
Chase de benzer şekilde M.S. 790 ve 810 yılları arasında Maya Uygarlığı'nın
kuraklığa maruz kaldığını iddia etmiştir. Mayaların çöküşüyle ilgili merak
uyandıran asıl konu Mayalar'ın çöküşSIRLARIN TAKVİMİ... Mayalar gün
isimlerinde çeşitli hayvan sembollerini kullanıyorlardı.dönemi sırasında
Güneş'le ilgili manyetik bir tersinirlik bekledikleriydi. Onlar bu
tersinirliği güneş ışın bombardımanının artışı, bebek ölüm oranı artışı ve
nesil tükenmesi olarak gösterdi. Ancak Mayalar daha bu olaylar baş
göstermeden böyle bir şeyle karşılaşacaklarını biliyordu ve bu bilgilerini
takvimlerine işlemişlerdi.




260 GÜNLÜK DÖNGÜ
Mayalar'ın ağaç kabuklarına yazdıkları günümüze kalabilmiş en eski kitapları
olan Dresden Kitabesi'nde de Mayalar'ın 260 günlük döngü üzerinde
yoğunlaştıkları görüldü. İlk başta kimi uzmanlar belirli bir periyotta
kendini tekrar eden günler zincirinin, herhangi bir göksel ritimle
alakasının olmadığı yorumunu yaptı. Ancak, bu döngünün güneşin değişen kutup
ve ekvatoral manyetik alanlarıyla yakından ilişkili olduğu, daha sonra
yapılan bilimsel çalışmalarla net bir şekilde ortaya kondu. Fakat yine de bu
döngünün kesin bilimsel temellere oturtulabilmesi, sadece, son on iki
yıldaki uzay çağı araştırmaları ve uzay yolculukları sayesinde yapılabilen
modern astronomik gözlemler kullanılarak mümkün oldu. Bizim en son uzay
araştırmalarımızın sonunda fark ettiğimiz 'güneşin manyetik tersinirliğinin
zamanını ortaya çıkaran döngünün önemini ve varlığını' Mayalar'ın
anlayabilmeleri gerçekten nasıl gelişmiş bir uygarlık olduklarının
kanıtıdır.


Hormonlar mı etkili oldu?


Maya uzmanı Cotterell güneşin manyetik değişimini Maya uygarlığının
zayıflamasının önemli sebeplerinden biri olarak gördü.

Mayalar'ın kullandığı "Uzun Dönem Takvimi" nin genelde M.Ö. 12 Ağustos
3114'te Venüs gezegeninin doğuşu diye bilinen bir olayla başladığı kabul
edilir. Bu olay Mayalar için o kadar önemlidir ki bizim Hz. İsa'nın doğumunu
kendi takvimimizin başlangıcını ilan ettiğimiz gibi onlar da bu olayı
takvimlerinin temeli olarak kullanmışlar. Maya Uzmanı Cotterell güneşin
manyetik değişiminin ve düşük güneş lekesi aktivitesi sürecini Maya
uygarlığının zayıflamasının önemli sebeplerinden biri olarak gördü. Bunu da
üzerinde çalıştığı başka bir konuyla bağlayarak güneş lekeleriyle insan
üremesi arasındaki ilişkiyi ortaya çıkardı.

GÜNEŞLE ÜREME İLİŞKİSİ
Cotterell "güneş etkisi" ile insanların hormon üretmesi arasındaki ilişkiyi
içeren bir teorisi vardı. Bu teze göre, dolaşan güneş partiküllerinin
seviyesi "hipofiz guddesi" (beynin yüzeyinde bulunan) tarafından salgılanan
"hormon melatoninin" (renk hücresi) seviyesini etkiler. Bu durumda içe dönük
ve dışa dönük davranışlarda etkilidir. Güneş döngüsüyle renk hücresinin
üretimi arasındaki bağlantıyı keşfettiğinde Cotterell bunun başka
hormonların salgılanmasında etkili olup olamayacağını merak etti. Şaşırtıcı
bir biçimde hippotalamus tarafından kimyasal bir uyarılmaylaBir iddiaya göre
Mayalar güneşin üreme sistemi üzerindeki etkisinin kurbanı.yine "hipofiz
guddesi"(beynin yüzeyinde bulunan) tarafından üretilen folikül uyarıcı
hormonu (FSH) arasında direk bir ilişki keşfetti. Bu hormonunda insan
üremesi arasında direk bir bağlantı vardı.



HORMONLARI ETKİLİYOR
Erkeklerde FSH testisteki sperm hücrelerinin gelişimini kontrol ediyor.
Kadınlarda ise yumurtaların olgunlaşıp dışarı atılmasını sağlıyor. Güneş
döngüsü grafiğini dişi hormon seviyelerindeki artış ve düşüş grafiğinin
karşısına getirdiğinde Cotterell adet döngü ve güneş rüzgarıyla taşınan
yüklü partiküller arasında direk bir bağlantı olduğunu gördü. Öyle
anlaşılıyordu ki güneşten gelen partiküllerin dünya manyetik alanında
yaptıkları etki FSH üretimini ve kadın üremesini etkiliyordu. FSH üretimi
ile güneşin manyetik alanındaki değişiklikler arasında bir bağlantı varsa
aynı zamanda güneşin nötr manyetik tabakasındaki değişimlerle de bir
bağlantı olmalıydı. İlk önce nötr tabakanın M.Ö. 314 civarında (Maya
takviminin başlangıç yılı) kutup değiştirdiğini ve çok ilginç bir rastlantı
olarak da benzer bir değişiminde M.S. 627'de tekrar ettiğini buldu.

Bunlardan ilki Mayalar'ın takvimlerinin başlangıcı diğeri ise Mayalar'ın
ortadan kayboldukları tarihlerdi. Cotterell bunu bir adım daha ileriChichen
İtzadaki Caracol Gözlemevi.götürerek gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan
üreme oranındaki mevcut düşüşün yaşam tarzındaki değişimler, kimyasal
kirlilik, ve gebelikten etkili korunma yolları ile ilgili değil de yine
manyetik alanlardaki değişiklikle ilgili olduğu varsayımını yaptı. Tüm bu
bilgiler ışığında iki şey göze çarpıyordu. Mayalar güneşe bağlı manyetik
değişimlerden dolayı üremelerinde bir düşüş yaşadıkları için yok olmuş
olabilirlerdi. Ancak diğer toplulukların yok olmaması akla iklimin
kuraklaşmasını getirdi. Mayalar'ı yeryüzünden silen etken hangisi olursa
olsun şurası bir gerçek ki iklimde büyük ve ani değişimler olmuştu. İşte bu
da hayati derecede önemli bir noktadır. Şu anki yaşadığımız uygarlık da bunu
dikkate almalı. Çünkü geçmişte iklim değişiklikleri olmuşsa gelecekte de
olacak demektir. Şu anda biz de benzer iklimsel değişimler ve gezegenimizin
bazı bölgelerinde büyük çölleşmeler yaşıyoruz. Örneğin bir zamanlar son
derece ılıman bir iklime sahip olan Mısır'ın artık büyük bir bölümü
çölleşmiş durumda. Bu durumda bize sundukları 22 Aralık 2012 tarihine biraz
daha dikkatli bakmak gerekiyor.


Yeni Atlantis ABD sahilleri olacak

Çözüldükçe yeni sırları aydınlatan Maya takvimine göre, 2012'de beklenen
tufan ABD'nin doğu ve batı kıyılarını Atlantis gibi sular altına gömecek.

"Beklenen Tufan Yılı" olarak kabul edilen 2012'yi tarihler gösterdiğinde
dünyada ne gibi değişimler yaşanacağı merak edilen en önemli konu.
Mayalar'ın kehanette bulundukları gibi içinde bulunduğumuz "Beşinci Çağ"ın
sonu geldiğinde dünya tamamen mi yok olacak yoksa bir bölüm mü bu tufandan
etkilenecek? Maya takvimine ve bugüne kadar yapılan araştırmalara göre bu
tufandan en çok Amerika ve Avrupa'nın kıyı şeridi etkilenecek

Dünyada o gün fiziksel anlamda neler yaşanacak? Toplu bir yok oluşa doğru
gitmiyoruz. Tahminlere göre 2000'li yılların ilk çeyreğinde bir zamanlar
yaşanan tufanın bir benzeri ile karşılaşılacak. Uzmanlar uzun yıllardır
manyetik alandaki bir değişimin büyük doğal afetlere neden olacağına
inanıyor. Bunların çoğu tarihte olageldiği üzere belirli periyotlarda tekrar
eden fenomenler gibi görünüyor. Bununla beraber dünya hiçbir zaman bu kadar
yoğun nüfuslu olmamıştı. Bu nedenle son tufan insanlık için tahmin
edilemeyecek ölçüde hasara neden olabilir.

Özellikle hangi ülkeler tehdit altında?
Amerika'nın doğu ve batı sahilleri boyunca uzanan geniş alan Atlantis gibi
suların altında yok olacak. Aynı zamanda Avrupa'nın birçok sahil şeridi de
bundan büyük ölçüde etkilenecek. Beklenen bir diğer büyük değişiklik ise,
iklimler üzerindekendisini gösterecek. Bilim adamı Cayce kutupların yer
değiştireceğini ve böylelikle bugünkü kutup ve tropik bölgelerdeki iklimsel
değişimleri yaratacağını söylemişti. 1900'lü yılların sonlarında elde edilen
bilimsel veriler de buna benzer bir senaryoyu ortaya koyuyor. Tüm bu kehanet
niteliğindeki tahminler şu an yaşadığımız dünya çağının hemen hemen aynı
tarihte yani M.S. 22 Aralık 2012 tarihinde biteceğine dair Maya inanışı ile
örtüşüyor.



BÜYÜK KEHANET
Peki takvimlerdeki tüm bu sırlar nasıl açığa kavuştu?
Mayalarla ilgili araştırma yapan uzmanlar önce Mayalar'ın zaman ve takvim
sistemini çözmeye çalıştılar. Sonra da bunu şu anda kullandığımız Gregorian
takvimine uyarlama çalışmaları geldi. Joseph T. Goodman'ın çalışması Maya
araştırmacılarından Thompson tarafından adapte edilerek de büyük kehanet
ortaya çıkarıldı. Buna göre Gregorian takvimiyle M.Ö. 13 Ağustos 3114
tarihine karşılık gelen "Büyük Devir"in 13 Baktun yani 1.872.000 gün sürdüğü
düşünülürse, şu anda içinde bulunduğumuz çağın M.S. 22 Aralık 2012 tarihinde
sona ereceği hesaplandı.

1.872.000 sayısı dünyanın kilometre saati mi? Maya rahiplerinin
kehanetlerine göre 1.872.000 sayısı büyük önem taşıyor. Çünkü dünyanın
döngüsü bu sayıya ulaştığında dünya büyük bir yıkım yaşayacak.


2012 son mu başlangıç mı?


Mayalar 2012 için 'zamanların sonu' diyor. Ancak bu yok oluş anlamında değil
fiziksel bir değişim. İnsanoğlu dört kez geriledi ve artık değişim zamanı.
Mayalar'a göre; 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak.

Maya Kehanetleri'ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli. Çünkü
bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak. Büyük
bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre
iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz. "Beşinci
kutupsal kayma" olarak adlandırılan bu değişimde daha önceki değişimlerde
olduğu gibi yine kutupların manyetik alanının değişmesiyle meydana
geleceğini söyleyen Sınır Ötesi Yayınları'nın Genel Yayın Yönetmeni Ergun
Candan, dünyadaki iklimlerin değişimini de buna bağlıyor. Candan, "Kutuplar
yer veya açı değiştirdiğinde kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel
ısınma sonucu şu anda Kuzey Kutbu'ndaki buzullar zaten erimeye başlamış
durumda. Mayalar'a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde
sona erdi" diyor.

* Peki tüm bu bilgiler bilimsel olarak ortaya konup kanıtlandı mı? Dünyanın
en az dört kez kutupsal kayma (kuzey ve güney kutbu) yaşadığı bilimsel
verilerle kanıtlandı. En son Discovery kanalında dünyanın manyetik alanının
belirli periyotlarla nasıl değiştiğini bilimsel çevreler açıkladı. Hatta
bilgisayar ekranındaki üç boyutlu animasyonlarla gösterimi yapıldı. Şu anda
dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var. Bunun da en büyük nedeni
güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan Mayalar bunu biliyordu.
Konunun bir diğer yanı da Mayalar'ın bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm
insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş
olmalarıdır. Bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli.

NİRVANA'YA DOĞRU

* Yani bu görüşe göre 2012 yılındadünya yok mu olacak? Mayalar 2012 için
'zamanların sonu' diyor. Fakat bu dünyanın top yekun yok oluşu değil, bir
fiziksel değişim. Daha önce yaşanan sanki tufan gibi düşünebiliriz. Bu
fiziksel değişimlerle birlikte ruhsal değişimler de birbirleriyle orantılı
devam ediyor. Her bir büyük fiziksel değişimlerle birlikte insanlık ruhsal
değişimde yaşıyor. Şu ana kadar insanlar aşağıya inişi yaşadı. Birincisinde
biraz daha kabalaştı, ikincisinde biraz daha, üçüncüsünde biraz daha...
Dördüncünün sonunda tam anlamıyla bir dip yaptı. Bu yüzden 2012'yi Mayalar
insanlığın yeniden yukarı çıkışın yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor.
Hatta çeşitli dinler bundan Altın Çağ, vaat edilen cennet veya Nirvana gibi
bahseder. 2012'nin önemi burada. Aşağıya inen insanlık tekrar yukarı
çıkacaktır. Bunun da ilk basamağı 2012'dir diyor Mayalar.

* 2012 yılında başlayacak olan bu yukarıya doğru çıkış ne kadar zamanda
tamamlanacak? Bildiğimiz kadarıyla bu yukarı çıkış süreci başladı. Belki
2012 bir final olabilir. Bu bir süreç. Ancak tufanla kıyameti birbirine
karıştırmamak lazım. Kıyamet ruhsal bir değişim, tufan ise fiziksel bir
değişim demektir. Kıyamet hem tasavvufi hem de ezoterik (gizli öğreticilik)
anlamda ayağa kalmak ve uyanmak demektir. Bu uyanıştan kastedilen ruhsal
aydınlanmadır. Böylelikle dinsel metinlerin içindeki sembollerin anlamları
da çözülebilecek ve dinsel metinlerde gizlenen gerçeklerle herkes yüz yüze
gelebilecektir.

İKİ YILLIK HATA PAYI...

* 22 Aralık 2012 tarihi konusunda hiç şüphe yok mu? Mayalar'ın yakın
geleceğimize ilişkin kehanetleri tüm ezoterik bilgilerle örtüşmektedir. Bu
nedenleFİLM GERÇEK Mİ OLACAK? Felaketi anlatan The Day After Tomorrow
(Yarından Sonra) filmi gösterime girdiği günden beri çok konuşuluyor. Son
zamanlardaki belirtiler de �acaba mı� dedirtiyor.verilen tarihin önemi çok
büyüktür. Ancak bu tarihlemede iki yıllık bir hata payı bulunabileceği de
gözardı edilmemelidir. Bunun sebebi Maya Takvimi'nin bizim kullandığımız
Gregoryen Takvimi'ne çevrilişinde MÖ 1'den MS 1'e geçilmiş olmasıdır.
Aradaki 0 atlanmıştır. Yaptığı araştırmada Astrofizikçi Cotterel de bu
konuya dikkatleri çekmiştir.



* Bugüne kadar Mayalar'ın hangi kehanetleri yerini buldu? Şu anda bilimsel
olarak ispat edilen dünyanın dört kez kutup değişimi geçirdiği. Bugün bu
durum ispatlanmış durumda. Günümüz insanları bunu yeni keşfetse de, Mayalar
bunun farkındaydılar. Bu bile başlı başına önemli bir şey.

* Mayalar'la ilgili tüm bu bilgilere nasıl ulaşıldı? Bütün bunlar dünyaca
ünlü astro fizikçi Coterelli'nin bilgilerini bir BBC muhabiri Adrian
Gilbert'in derlemesi sonucunda dünya kamuoyuna duyurdu. En önemli buluş da
eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda buldukları mezar taşının
kapağındaki şifreyi çözmeleriyle oldu.

* Şifre nasıl çözüldü? Simetriyle ilgili bilgileri çözerek çok önemli
sonuçlara ulaştılar. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir
şekilde yan yana getirdiklerinde ortaya Jaguar ve bunun üzerinde de bir
Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayalar'ın sakladıkları bu
sembollerin bir anda belirmesi Cotterel'i şaşkına çevirmişti. Çünkü
Mayalar'ın mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa
ise ölümü sembolize etmekteydi!... Kapağın üzerinde açık bir şekilde görülen
"Güneş Haçı"nın üzerindeki ilikler ise Güneş'in manyetik iliklerini temsil
etmekteydi. Bu da Mayalar'ın gizli mesajıydı. Yaşanacak trajedinin sebebi
Güneş'te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir!..



__________________
Ölüm var YAAA ÖMER
Edeple gelen lutufla gider
bir gemileri yakanı sevdim birde gemileri karada yüzdüreni
tarıkziyad isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla