|
|
Seçenekler | Thema bewerten | Stil |
|
09-17-2008, 01:52 AM | #1 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 534
Tecrübe Puanı: 313017 |
Altin Elbiseli Adam
Bir Türk tiginine ait ve her şeyi saf altından olan elbisenin dünyada eşi yok... ALITIDIR.
ALTIN ELBİSELİ ADAM 1970 yılında, Kazakistan'da Alma-Ata'nın 50 km. kuzeyinde bulunan Esik kasabasında, garaj yapmak ve yol açmak için alçak bir tepenin düzeltilmesine karar verildi ve kazı başladı. O tarihe kadar o alçak tepenin bir höyük olduğunu kimse bilmiyordu. Çevrede eski kalıntılar da yoktu. Kazı yapılırken kullanılan araç büyük bir kayaya çarptı, işçiler, kayayı parçalamak için üzerini örten toprakları kürekle açtılar ve bunun işlenmiş bir kaya olduğunu gördüler. Durum, ilgili resmî makamlara bildirildi ve inceleme yapan arkeologlar tarihi bir eserle karşılaştıklarını gördüler. O tepe bir höyüktü, büyük bir mezarın üzerine yığılan kum tümsek idi. Höyüğü açan arkeologlar muhteşem bir mezarla karşılaştılar. Bu, bir lâhid değil, Mısır piramidlerindeki firavun odasını andıran, her tarafı kapalı, süslü kayalarla yapılmış bir oda idi. Bu odayı itina ile açtılar ve asıl şaşkınlık o zaman oldu. Çünkü, bu ölü odasının içi pırıl pırıl altın eşya ile doluydu. Altın olmayan eşyalar da çoktu. ALTIN ELBİSE En göz alıcı ve harika nitelikteki eşya, altından yapılmış bir elbise idi. Çizmesinden başlığına, kemerinden kılıçlarına kadar her şeyi saf altın olan bir elbise. Altın elbisenin başlığı ok ve tuğlarla süslü. Alın hizasında koç, geyik ve at kabartmaları var. Bu kabartmalara, kama kılıfında ve öteki eşyalarda da rastlanıyor. Belindeki kemerin solunda bir kılıç, sağında ise bir kama asılı. Ceketin altındaki düz pantolonun paçaları çizmenin içine giriyor. Ceket, yüzlerce üçgen altının birleştirilmesinden meydana gelmiş, çorabın çizme ile diz kemiği arasında kalan kısmında yine üçgen parçalar, çizmede ise dörtgen parçalar var. Tarihçiler bu elbisenin bir tigine (prense) ait olduğunu söylüyor, fakat tiginin kimliğini henüz bilemiyorlar. Onun için yazılarda adı "Altın Elbiseli Adam" olarak geçiyor. Kazakistan'da Alma-Ata'nın yakınındaki Esik höyüğünden çıkarılan ve M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış bir Türk tiginine ait altın elbise. Halen Alma-Ata müzesinde bulunan bu elbise ve diğer eşyalar, 25 asırlık geçmişten Türk tarihine ışık tutan belgelerdir. Saf altından yapılan böyle bir elbise dünyanın başka hiçbir yerinde yoktur. SAKA TÜRKLERİNE AİT Mezarda, 4.800 parça altından başka, tabakları, vazoları, kepçeleri, ayna ve tarak kılıflarını, gümüş kaşıkları inceleyen tarihçiler,bunların, M.Ö. 5. yüzyıla ait yüksek bir medeniyetin ürünleri veya belgeleri olduğunu oybirliği ile kabul ediyorlar. Yine bu tarihçilerin kanaatlerine göre, bu yüksek medeniyetin kurucuları, Çin baskısı ile Altaylardan kalkıp bugünkü Kazakistan bölgesine gelerek yerleşen ve 'Sakalar' olarak anılan bir Türk kavmidir. Sakalar, M.Ö. 8. ve 4. yüzyıllar arasında, önce Tiyanşan'da, sonra da güneybatı Asya'da yaşayan Turanî kavimler topluluğuna verilen bir addır. Daha sonra bunlara İran kökenli Soğdlar da karışmıştır. Sakalar, Fergana, Kaşgar, Aral Gölü, Hazar Denizi arasındaki alanda ve bugünkü Rusya'nın güneyinde kalan yerlerde hâkimiyet kurmuşlardı. Bunların inanışları, ölü gömme törenleri ve örfleri, Altaylılarınkinin aynı idi. Hunların ve Göktürklerin âdetlerine de uyuyordu. Bir yandan İranlıların, öte yandan Çinlilerin sürekli baskılarına uğrayan Sakalar, M.Ö.4. yüzyılda devlet olarak ortadan kaldırıldılar. Bugün Yakut Türkleri kendilerine 'Saka' demektedirler EN DEĞERLİ BELGE: Esik höyüğünden altın bir elbise ve yüzlerce değerli eşya çıktı. Bu eşyalar arasında tarih bakımından en değerli olanı, yarısı kararmış bir gümüş tabaktır. Bu tabağın üzerinde bulunan iki satır yazı, en eski Türk yazısı sayılıyor. EN DEĞERLİ EŞYA Altın Elbiseli Adam'ın bir Türk tigini olduğu anlaşılmaktadır. Mısır piramitlerinden sonra mezarından en çok altın çıkan, baştan başa, her şeyi ile saf altından elbisesi olan veya zamanımıza kalan yalnız odur. Fakat, Altın Elbiseli Adam'ın mezarında bulunan en değerli şey ne bu altınlardır, ne de diğer eşyalar. Bu mezarda bulunan en değerli tarihi belge, yarısı kırık bir kabın üzerindeki 26 harflik iki satır yazıdır. Bu yazı, tarih ilmîne, özellikle Türk tarihi ve medeniyetine ışık tutan, yeni boyutlar kazandıran bir belgedir. Bugüne kadar bilinen en eski Türk yazısı, Yenisey ve Orhun anıtlarındaki yazılardı ve bunlar zamanımızdan ondört asır geriye uzanıyordu. Oysa, Esik'teki mezarda bulunan bu yazı 25 asırlık bir belge idi. Sovyet tarihçilerinin okuduğu 26 harflik yazının anlamı şudur: "TİGİN 23'ÜNDE ÖLDÜ. ESİK HALKININ BAŞI SAĞ OLSUN." KAZI DEVAM EDİYOR Esik dolaylarında kazılar devam etmektedir. Daha büyük ve başka mezarlar da bulunmuştur. Fakat bunların soyulduğu, değerli eşyaların çalındığı, mezarların bomboş bırakıldığı görülmüştür. Bununla beraber taş lâhidler, yontmalar, çeşitli buluntular, aydınlatıcı belge niteliğindedir. Esik höyüğünde bulunan altın elbise ve diğer eşyalar halen Alma-Ata müzesindedir. |
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
02-17-2011, 06:27 PM | #2 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Feb 2011
Mesajlar: 104
Tecrübe Puanı: 34014 |
benim orta okul ıllarında okuduğum kahramandı bu
__________________
herkes yağşi ben yaman herkes buğday ben saman |
03-25-2011, 03:49 PM | #3 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Mar 2011
Mesajlar: 3
Tecrübe Puanı: 2014 |
Bu paylaşım için çok tşk ler.QAnlatım ve ifade mükemmel.En eski yazı orhun kitabeleri dir dememize rağmen ondan daha eski bir yazıt çıkması ve bu yazılarında türklere ait olması bir teselli bizim için.Ya bu altın adam türk olmasaydı o tabaktaki yazılarda bir kanıt kabül ederel hemen avrupa bu ünvanı elimizden alırdı eminim.
|
11-14-2011, 05:44 PM | #4 |
Üye
Üyelik tarihi: Feb 2011
Mesajlar: 19
Tecrübe Puanı: 16014 |
ustam güzel bir paylaşım vede önemli bir bilgi allah razı olsun..
|
11-14-2011, 10:02 PM | #5 |
Tecrübeli Üye
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesajlar: 529
Tecrübe Puanı: 229017 |
Gaziosmanpaşa arkadaşımıza bu güzel paylaşım için çok teşekkürler.
Tarihi belgeler Sakalar'ın yani İSKİTLER'in biz Türklerin ataları olduğunu söyler.1996-97 yıllarında Orta Asya'yı dolaşma fırsatı bulan biri olarak,bunun doğru olduğunu;bizdeki değişime rağmen oralarda yaşayan insanların bozulmadan kaldıkları için,ata kültürlerini halen devam ettirmeye çalıştıklarını gördüm.Aradan geçen 15 seneden sonra şimdi ne haldeler bilemiyorum.Globalleşen (Batılılaşan) dünyada,pek ihtimal vermesem de;inşallah halen bozulmamışlardır diyorum. Konumuz olan altın elbise,Sanat Tarihçileri arasında BOZKIR SANATI olarak adlandırılan yüksek medeniyetin güzel bir ürünüdür.Bu günün teknolojisiyle dahi sanat ve estetik değeri bu kadar yüksek ve kaliteli eserlerin verilemediğini biliyormusunuz?Henüz yerleşik kültüre geçmemiş,çadırlarda ve atların çektiği tekerlekli arabalarda yaşayan bu insanların;altını bu kadar mükemmel işlemeleri İSKİTLERİN bu gün bile hala çözülemeyen enteresan özelliklerinden biridir. İSKİTLER tarihte Site Devletlerinden başlamak üzere şehirlerin POLİSLERİ ve BOZKIR SANATININ ustaları olarak tanınırlar. Bu ustalık Pers Sanatını da etkilemiş,dünyadaki çeşitli müze ve özel koleksiyonlarda sergilenen eserlerde genellikle bu döneme ait olup İSKİT altın ustalarının üslubunu taşırlar.Saygılarımla.
__________________
SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL;SÖYLESEM TESİRİ YOK. FUZULİ |
Etiketler |
Yok |
|
|